Bana dürüstlükten bahsetmeyin
İki günlük avuç içi sevgisi ile
Aşk denilen bahçeyi
Hazana döndürmeyin

Kim bilir kaç gece titrediniz bir bayın altında
Ruhunuza kaç inleme tükürdü
İğrenç bir hale altın boncuklar diktiniz
Kusursuz bir bedeni
Yok yere harcadınız

Günahları örtmek için kullandınız
Büyük ihanetlerin gölgesini
Yeni heyecanlara yelken yaptınız
Sevdiniz sevildiniz
Ama olmadı
Tutsaklığınız bacak arasında kaldı

Oysa kar tanesi gibi yumuşak
Bir içimde bitmeyecek şaraptı
Gül bahçesine dikilen goncanız
Tek vuruşla perişan ettiniz
Ömürlük aşkları

Yutkundunuz eski yavuklunuzu
Dibinde kalan bir kaç yudumu
Yiğit oğlanların suratına vurarak
Namusu kahrettiniz bir gecede

Zamanı geldi çocuk rolü oynamanızın
Bir şeytan girdi fısıldadı kulağınıza
Gençsin yaptığın yanına kâr
Sonra atılıverdiniz gerdanına
Dokunulmayacak bir meleğin

Suç kimde bilmem
Dur demek günaha engel değil
Günahı seyretmek başka bir alem
Sözlerin gözlerine kefil

Kim bilir şu an zambak renginde
Pırıl pırıl bir su berraklığında
Eriyor çirkin bir yaratığın koynunda
Belki bir kaç saat evvel
Kalbini kırdığınız delikanlı abiler
Sizin için yas tutuyor
Umurunuzda mı ?
Goncanızı ısırıyor
Sahtekar yürekler

Siz öyle ağlamayın
Soğuktan ruhunuzu kaybediyor
Kimliğinizi unutuyorsunuz
Kadehlerin ağabeylik yaptığı dünyada

Sonra devir değişti diyorsunuz
Devri değiştiren sizlersiniz
Bir de utanmadan
Sıkılmadan
Seviyorsunuz

Kelimeler küfürle dolar bu şiirde
Zindana vuralım sizi zincirlerle
Kalkın raks edelim göğsünüzde
Kızarmayan yüzünüz
Kırbaç yemeye alışkın
Bir arsız şeytan gibi gülmektedir

Suçu kimseye atmayın
Zira ar damarınız bizim kalbimizde değil
Çiçeklere karartma gecesi uygulayan
Cehennemi güneşle bağrında uyutan
Ranzalarda kalmış başınız

Ağlayın bu şiiri okuduğunuzda
Görün halinizi
Sözüm hançer olsun
Size ve günah keçilerine...