Ne güzel günlerdi gençlik günleri...
Nasıl çabuk gelip geçti muhtarım?
Sararıp solarken can sürgünleri,
Gövdemiz yerlere göçtü muhtarım...

Elbette ayrıdır, her yaşın tadı...
Lakin, o gençliğin bir başka yadı!
Şimdi çıkarılan sessiz feryadı,
Duyurmak ne kadar güçtü muhtarım!

Zaman eskitiyor, seçmiyor gözler!
Hayatın anlamı, yüzdeki izler...
Ağaran saçlarda saklanan gizler
Sanki duman olup uçtu muhtarım...

O canım bahçeler virane oldu!
Yıllar takvimleri tomarla yoldu...
Sayfalar silindi, renklerse soldu!
Artık güz gülleri açtı muhtarım...

Derman mı kaldı ki dizlerde, belde?
Giden gençliğine üzülme gel de...
Yıllardan ne var ki, ne kaldı elde?
Yaşamanın tadı kaçtı muhtarım...

Bu solan bahçede ağlayan gül mü?
Gülistan mı göçtü, Şeyda bülbül mü?
Yoksa bu savrulup gelen eylül mü?
Yaprakları göğe saçtı muhtarım...

Karaman-2014/08

Akranım Gökçe köyü muhtarı ile bir sohbetin ardından...HŞT

Halil Şakir Taşçıoğlu

ÜSTATLARDAN:

Olgunluk çağının lezzeti başka,
Sinir körelse de his arttı aşka,
Demeye gerek yok; her daim keşke,
Söğütler ne çok su içti muhtarım..........................kadiryeter

Bu solan bahçede ağlayan bir gül
Renkleri değişti ağlıyor bülbül
O güzel günleri ister ya gönül
Maalesef rüzgarla Uçtu muhtarım

Artık son baharın vurdu hüzünü
Can çoktan canana döndü yüzünü
Artık ne bahar var nede yaz önü
Ömür yavaş yavaş uçtu muhtarım

Gamlandı da deli gönül gamlandı.
Eski günü yad edince demlendi
Yürek hüzünlendi gözler nemlendi
Damlalar yanağa düştü muhtarım........................türkü diyarı

Şu yıllar bak beni, nasıl yordular,
Doğruluktan bile, hesap sordular,
Hep sen sus dediler, baskı kurdular,
Söylediğim her şey, suçtu muhtarım..................Aşık Lüzumsuz

Gül dudakta dilde peteği balı
Salkım saçak yelde söğüdün dalı
Böyle idi evvel sevdiğim hali
Salınan dal başa saçtı muhtarım..........................Şaban Aktaş

O güzel günlerim mazide kaldı
Seven yüreğime hep hüzün saldı
Neyim var neyim yok elimden aldı
Acımasız yıllar geçti Muhtarım.........................IŞIK Mehmetali