SEGÂH,HİCRAN, NEY VE AŞK
Hüzünlü bir gecemde, neyin taksimindeyken
Boğulan günlerimin, aşksız takvimindeyken Dışarıdaki ney sesi segâhı çalıyordu Yüreğimde burkulan hicrânı alıyordu Segâhın taksimiyle canlanıverdim birden Temizlendi yüreğim arınıverdim kirden Soğuk bir mermer gibi, donmuş iken bedenim Şimdi artık gecemde, gülün nur gülündenim Dört yanımı çeviren, alev gibi gecemde Hislerimle canlanan huzur vardı ökçemde Bende henüz doğmamış masallar yaşıyorken Yüreğimde tertemiz fikirler taşıyorken Bir segâhın seyrinde, canıma can katmışım Eriyorken vücudum, kanıma kan katmışım Yüreğimde morlaşan renkler beyaza döndü Neyi hisseden kalbim, şevkle niyaza döndü Gözüm değildi benim, yüreğimdi ağlayan Ben değildim o anda, seccâdemdi çağlayan İçimde çalkalanan, artık deniz değildi Yalnız yüklü günlerim, şimdi ıssız değildi Bir segâhın burcunda, aşk sırrını dinlerken Eriyordum murada, ney hicrânla inlerken İsteme benden neyim, bir daha acı hicrân Doğmasın yüreğime, beni dağlayan hüsrân Son sözünü söylerken, yansın aşktan Pervâne Yine sık sık dönerek, olsun aşktan divâne |