Yani şimdi sen, ona mı bakıyorsun bana baktığın gibi?
Gözlerin gülücük mü saçıyor başka gönüllere?
Peki o senin çantanı taşıyor mu?
Üşüdüğünde sarıyor mu seni?
Veya çıkarıp ceketini veriyor mu sana?
Ne diyor ki acaba? Espri mi yapıyor? Ya da ne konuşuyorsunuz ki?
Kaç kere buluşuyorsunuz ki haftada?
Akşamları mı genelde?
Sen nasıl bir tavırla konuşuyorsun ki ona?
Sen mi ısmarlıyorsun yoksa?
Nerelere gidiyorsunuz ki?
Arabasına mı biniyorsun yoksa?
Seni gelip alıyor, arıyor öncesinde öyle mi?
Binip bir yerlere gidiyorsunuz sonra.
Masayı sen seçiyorsun ve oturuyorsunuz.
Aynı şeyleri mi istiyorsunuz ki?
Yemekte yiyor musunuz peki?
O bilmez ki senin neyi sevdiğini.
Hem seni nereye götüreceğini de bilmez ki.
Sana şarkı dinletiyor mu telefonda?
Ya da canlı müziğe mi gidiyorsunuz yoksa?
Yoksa o daha mı çok seviyor kafeleri falan?
Daha mı az çalışıyor, daha mı zengin?
Çok mu huzur veriyor sana?
Neden? Neden ha neden?
Olmazsa olmaz mı?
Çok mu hoşlanmış senden? Ya da sen ondan?
Ve “Siz”…
Mutlu musunuz ki?
Mutlu olun be,
Hey sen, bana baksana,
Üzme O’nu!
Üzme…