Sönen Ateş
Yılların yorgunluğu var omuzlarımda, dik durmam imkânsız.
Gülümseyemedim kaderime, geçmedi bir günüm acısız. Tut ellerimden yarabbi, hangi kul yaşar umutsuz. Ya ben hiç denk gelmedim ya da yarattığın kulların hepsi insafsız. İsyanım sana değil Allah’ım, yaratmış olduğun kullarına. Sakın yanlış anlama beni, suç bende, saf gibi inandım yalanlarına. Yinede alıştım kalbimin zamansız estirdiği sevgi fırtınalarına. Kapılsam da gülüşünün akıntısına tutunmam yine de uzattığı dalına. Bilirim o dal seraptır, bir görünüp bir kaybolan kendisi gibi. Çünkü kalbi kuyu olsa sevgi dolu olsa dibi. Salsam kovayı, amaçlasam ağzına kadar sevgi doldurmayı, boş görürüm dibini. Ve ondan sonra, sürekli adını sayıklayan kalbimin tutulur dili. İkili oynadı bana hep, tek görünse de yüzü. Çok güzel bakardı bana ama kördü kalbinin gözü. Belki saftı içi, belki temizdi özü. Ama ben duyduklarımı bilirim yalandı dinlinden kalbime dökülen her sözü. Közü üfleme, artık yanmaz kalbimin sönen ateşi. Ben seni çoktan unuttum ruhumun tek eşi. Zaten benim kaderim hep yek atmak, denk getiremem düşeşi. Ben karanlık dünyamda mutluyum senin olsun dünyanın güneşi. |