Bu demEy gönül mecbursun, mahkumsun an’a, Dünler geçip gitti, yarın kalmadı. O an hükmederken bütün zamana, Bu demden ziyade varın kalmadı. Güzeller güzeli sineni yardı, Önünden bakınca göründü ardı, Sarmallar iç içe sarmalı sardı, O yüzden ah ile zarın kalmadı. Üstünde ağırlık, omzun çökerken, Emir âlemleri belin bükerken, Nice derdi gamlar, bağrın sökerken, Yükün hafifledi barın kalmadı, Dostun bahçesine girdin gireli, Muhabbet kokusu derdin dereli, Gözüne sürmeler sürdün süreli, Âlem gülzârında harın kalmadı. Yakan yaktığında kendide yandı, Ne ateş tükendi, ne suya kandı, Cennet vadedenin bozulmaz andı, Can canan olalı narın kalmadı. Beşinci mevsimin ilk ve son gülü, Dalında gezinen bir can bülbülü, Kapı bırakmadı sana sürgülü, Ondan başka yaran yarin kalmadı. Yaralı bir gönül her yana süner, Görür ki Ondandır, marifet hüner, İçinde baykuşlar boşa mı tüner, Der ki, viran oldun, şarın kalmadı. 14.08.2013...Mustafa Yaralı |