Gerçekten çok güzeldi. Canı da canısı da...
Tebrikler.

Tebrik kifayetsiz...Çook güzeldi..

Edebim sabrıma küstü bu gece...

harika dizelere, muhteşem bir final...

saygı ve selam ile kutladım can...+++

güzel ve oldukça akıcı bir şiir okudum haz aldım desen desen işlenmiş tebrikler şiire ve yazan yüreğe selamlarımla kurdelayı fazlasıyla hak etmiş bir şiir

ŞİİR ÇOK GÜZEL FAKAT ANLATIM BİR BAŞKA GÜZEL.İKİ GÜZELİN BİRLEŞİMİNE BİR DE ANLATANIN GÜZELLİĞİ EKLENİNCE ORTALIK GÜZELDEN GEÇİLMİYOR.HER YÖNÜYLE HARİKA.TEBRİK EDİYORUM.....SEVGİ VE SAYGILARIMLA....İBRAHİM KARAÇAY

yüreğinize, sesinize sağlık..

selam ve saygıyla.

sadece dinliyorum hocam...........tek anlamıyla harikaaaaaaa
yüreğinize sağlık....
selam ve sevgimle...............

tüm klinik olarak alıştık şiirlerini dinlemeye..
tiryakiliğin böyleside anca bende ve ekibimizde görülürdü..:))

o kahkahaların hiç solmasın mutluluğun daim olsun aisceylanım..

öpüyorum seni...

çok güzeldi yine.tebrikler ve saygılar

yakma ne olur...
ölümüne destanlar yazılır bir beyaz kağıda...

ne gerekir ki başka...
saygılarımla...

Güzel bir şiir....

Güzel de okuyorsunuz...

Ancak sesiniz patlıyor...

Mikrofona fazla yaklaşmadan okuyunuz...

Sevgilerimle

Bimecal li dize hariç güzel bir şiirdi.

şair için özel olan okuyucu için dahada çok güzeldir...
söze gerek yok... şimdi susup dinleme vaktidir...

manevi anam yerin yüreğimiz...

emreden yorum bu kadar olurdu! :-)

BU MUHTEŞEM ŞİİR ŞİİRİME İLHAM OLDU... ŞAİRİ BENİM İÇİN ÇOK DEĞERLİ... ŞİİRİ İSE GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ MUHTEŞEM...


POSTA KUŞU


gecenin içindeyim
ve gecenin içinde ben
kaldırımları öpen yalnızlığın şarkısı
birde
rüzgardan sallanan iki sokak lambası
sırlarım dökülüyor
arnavut kaldırımlarına
kızıl sofrada yakut
hüzün denilen çile


ürkek bakışlarımla geceyi tarıyorum
hasret kurşunlarıyla
yalnızlığı tam alnından vuruyorum
devrilmiyor
mermiler tükeniyor
yoruluyorum

kulaklarımda hala beynimi tırmalayan
vuslat çığlıkları
hücrelerim dağılıyor
duygularım yığılıyor
ay karanlık gecede kaldırımlara
sarsılıyorum

bu sana son mektubum
düşerken satırlara intizarda her kelime
kimbilir
kimbilir belki hiç geçmeyecek eline
biliyormusun çile bakışlım
yürek yakışlım
dün dün yine geri geldi
sana son diye yazdığım
sonu olmayan mektup
hani hani şu bizim haberci başı
turna kuşuyla gönderdiğim
ve almadan geriye gönderdiğin
oysa
oysa neler neler yazmıştım sana

ahhh bir bilsen
bilebilsen
telli turnanın kanatlarına
ve hala bitmeyen inatlarına
garip turnam,dertli turnam
iki göz iki çeşme
yok derken ağlıyordu

döküldü birer birer kanatlarından
yazdığım satır başları
seni aramaktan bitkin ve perişan
gözler kömür karası
iki nefes arası
ahhhh be yürek yarası
onu gönderirken ne ümitlerim vardı
alı al moru yeşil
sensiz gecelerde
ellerimden tutardı
dün gelen posta kuşunun boynu bükük kırıktı kanadı
ve hala
ve hala bende dinmeyen vuslat inadı

oysa oysa bana söylemişti
kanadı kırık bilge turna
eğer gelmiyorsa cevapların arkası
vurmalısın bir kelepçe
yüreğinden ta kalbine
anla ki anla ki bitmiş bu sevda şarkısı
anlıyorum anlıyorum haklıymış bilge turna
ne yazık ki anlatamıyorum
hüzün karası çığlıklarının
zehirli bir zar gibi sardığı, ta ortasından
binlerce yardığı
çilegâhımda naza
yürek denen enkaza

ve bu mektubu yazıyorum
buz kırığı gözyaşlarımla yine sana yine sana
tekrar yalvarmaktan başka bir çarede yok
posta kuşuna
yanına gidiyorum yorgun mu yorgun
aynı ben gibi
kanatları kırık
yüreği yanık
balkonda öylece uzanmış
gözleri yarı aralık
kahrından dökülmüş üç beş tüyde cabası
esen rüzgara inat çökmüştü
yanıbaşına
ağlıyor gibiydi bana bakan gözleri
acıdım çoook acıdım
posta kuşuna
sonra bir tuhaf oldum dokunduğumda
kaskatı olmuştu buzdan bedeni
suçladım kendimi
sanki de bendim nedeni
o gözleri sönmüştü
anladım bir daha olmyacaktı
benim için mesafeler gideni

kimbilir kaç bahar öncesi
zorla gülmüştü
geri gelen o son mektupla beraber
ümitlerim gibi o da
o da
sessizce ölmüştü


gözlerim çivilenmiş boşluğa bakıyorum
ve elveda sana
iki gözüm arası
hüzün çırası
offfff be yürek yarası
gözlerimden süzülen iki şebnem gözyaşı
daha düşerken yere
havada kırılıyor
ellerimdeki mektuba son defa bakıyorum
gözlerim kararıyor
ellerim sararıyor
ağlayarak ve ağlayarak yakıyorum


......................................


BU DA BENİM ŞİİRİM YAKMA NE OLURSUN


Yakma ne olur
Gidenlerin gelmediği yere göç edenlerin arkasından
Kahır mektupları yazma
Sevdan düşer kirpik ucu uçurumlarından
Dolu dizgin
Mahşeri bir yalnızlığın ortasında titrerken kalbim
Ölümüne destanlar yazılır
Bir beyaz kağıda...
Oysa
Oysa ben seni yazmak isterdim
Seni kazımak taş yazıtlara
Sen olup vurmak isterdim
Yalçın kayalara
Dalga dalga


Mermer lahitlerin buz dokunuşlarında hissetmek
Sevdanı, sevgini

Dolu yemiş başaklar gibi dökülmeliydim avuçlarına...
Şimşek gibi çakmalı
Yıldırım olup yakmalıydım kelimeleri
Yakma ne olur
Dizinde dermanı tükenmiş
Bimecal düşmüş cümleleri
Yakma...

Umudu tükenmiş
Destanlar yazılır bir beyaz kağıda
Hıçkırıkları duyulur milat ötesi zamanlardan
Bir güzelin nefesine dokunur bazen
Bazen yokluğun ötesindedir özlemler
Bazen bir kalp atışı kadar yakın

Yemin olsun
Yudum yudum içtim mısraları
Hece hece yandım satır aralarında
Harf harf döküldüm dudaklarından

Şimdi susma zamanıdır
Susma hakkımı kullanıyorum
Edebim sabrıma küstü bu gece


TEŞEKKÜRLER CANISIM... İYİ Kİ VARSIN.

güzeldi

yakma ne olur

kızarmış piliç!
tebrik ederim...