Çok derin anlamlar içeriyor şiiriniz.
Kutluyorum Nazik Hanım.

öğün savan gök domates
ellerimizle ördüğümüz değirmen

masal gözlerinde nohut içi bir zaman
her zaman taze düşüncenin
buzağı ayağına dolaşmıyor ipler
salıncakta şarkı çocuklar
...
e(k)mek ve anadolu kokuyor dizeler., yüreğinize sağlık.

yuregıne kalemıne saglık canım annem benım

yüreğinize sağlık nazik hanıım güzeldi imgeler kutladım

bir tarihe baksam (1991)
sonra ilk heyecanlarıma (1990)
alıp başımı giderim şimdi
kayası kara, kekik kokulu dağlarıma

yandım başka ateşlerden ya rab
sadece bedenim değildi üstelik
namertliğin kokusunu getirdi sam yeli
biraz da kum fırtınası
serapların bağrında saklı hayal kırıklıklarım

gönlümden hiç eksilmeyen
acı soğan, kuru yavan hikâyesi bu
buğulu camların önünde salep içmedim ben
işte bu yüzden
seyyah olunca huzur vermiyor hatıralar
setlerimin gam yükü artarken, kulaklarım çınlar
02.11.2012-Ahmet BOZTAŞ

Şiirinizin bendeki çağrışımlarıyla kaleme aldığım duygularımı yorum sayfanıza armağan ediyorum…
Özgün anlatımını ziyadesiyle hissettiren bir seslenişti şiiriniz. Tebrik ediyor, şiirler ve dostluklar adına gönül dolusu selam ve saygılarımı sunuyorum.

Harika betimlemeler vardı şiirde...okumaktan keyif aldım şiirinizi...gönülden kutluyorum, sevgi ve selamlarımla...

ON KURUŞLUK BİR GÜNEŞ



dün de vardın bugün de sürekli
sayısız soluk alp verişlerin türküsü
dua ederken ağzım, yüreğim
seni isterdi Tanrı’dan
bir ruh gibi dolaşıyordun çevremde


ellerini dikiyordu, örüyordu kadınlar
ocak başlarında fırın ağızlar ekmek yayıyordu toprağa

bir kamış ucunu büküyordu suya


dökülüyordum tepeden kum kum
ırmaktan yüksek bir söğüt dalı
yansıyordu alnıma aydan
suları geçiyorduk


on kuruşluk bir güneş parçacığı kaynağımda
gülenyüzümde sen bir kese kâğıdı tuz
öğün savan gök domates
ellerimizle ördüğümüz değirmen

masal gözlerinde nohut içi bir zaman
her zaman taze düşüncenin
buzağı ayağına dolaşmıyor ipler
salıncakta şarkı çocuklar


neresinden baksam ovanın, vardın
siz’li toprakta yanan ocakta
dumanın genzimde güldü
sevgi batırmıştı canıma
pamuk tırnaklarını


çıkıyordum,çıkıyordum yükseliyordu o dağ
insan soluğundan yapılma
halk bu kendi çiçeğini açar
en onulmaz yerinden
canlı kurdelâlarla bağlar zamanı


13.3. 1991 / Nazik Gülünay



Her zamanki tadındaydı, beğeni ile okudum
Kalemine yüreğine sağlık
Kalemin daim olsun
Saygılar selamlar

nice güzel paylaşımlara....
tebrik ve saygımla

kutluyorum

Biraz farklıydı dizelerin arkadaşım..
Beğenerek okudum..Şiirlerini seviyorum..
Sevgiler alkışlar İzmir'den..

Değerli paylaşımınızda, ayrı bir güzellik ve mana var, okurken insanı düşündüren şiirinizi beğeni ile okudum. Kaleminiz hiç susmasın. Saygı ve sevgi ile kalın.

Hikmet YURDAER

ON KURUŞLUK BİR GÜNEŞ



dün de vardın bugün de sürekli
sayısız soluk alp verişlerin türküsü
dua ederken ağzım, yüreğim
seni isterdi Tanrı’dan
bir ruh gibi dolaşıyordun çevremde


ellerini dikiyordu, örüyordu kadınlar
ocak başlarında fırın ağızlar ekmek yayıyordu toprağa

bir kamış ucunu büküyordu suya


dökülüyordum tepeden kum kum
ırmaktan yüksek bir söğüt dalı
yansıyordu alnıma aydan
suları geçiyorduk


on kuruşluk bir güneş parçacığı kaynağımda
gülenyüzümde sen bir kese kâğıdı tuz
öğün savan gök domates
ellerimizle ördüğümüz değirmen

masal gözlerinde nohut içi bir zaman
her zaman taze düşüncenin
buzağı ayağına dolaşmıyor ipler
salıncakta şarkı çocuklar


neresinden baksam ovanın, vardın
siz’li toprakta yanan ocakta
dumanın genzimde güldü
sevgi batırmıştı canıma
pamuk tırnaklarını


çıkıyordum,çıkıyordum yükseliyordu o dağ
insan soluğundan yapılma
halk bu kendi çiçeğini açar
en onulmaz yerinden
canlı kurdelâlarla bağlar zamanı
__________________________________________________Güzel yüreğiniz hiç susmasın harikasınız çok içten ve samimi bir eser okudum yüreğinize selam olsun saygımla...

masal gözlerinde nohut içi bir zaman
her zaman taze düşüncenin
buzağı ayağına dolaşmıyor ipler
salıncakta şarkı çocuklar


neresinden baksam ovanın, vardın
siz’li toprakta yanan ocakta
dumanın genzimde güldü
sevgi batırmıştı canıma
pamuk tırnaklarını


çıkıyordum,çıkıyordum yükseliyordu o dağ
insan soluğundan yapılma
halk bu kendi çiçeğini açar
en onulmaz yerinden
canlı kurdelâlarla bağlar zamanı

Tebrik ediyorum güzel dizelerinizi keyifle okudum selamlar.....

çıkıyordum,çıkıyordum yükseliyordu o dağ
insan soluğundan yapılma
halk bu kendi çiçeğini açar
en onulmaz yerinden
canlı kurdelâlarla bağlar zamanı


Kendi çiçeğimizi bir an önce açmak dileğiyle :) sevgim sana ve kalemine canım...

oldukça ilginçti

sen şaşırtan kalemlerdensin
tek düze olmayan, kendini tekrar etmeyenlerdensin

...betimler nefisti kalemin gölgesinde

çok beğendim canım, rast gele...

ne yumuşak sözlerin
pamuk gibi.

Güzeldi..Anlamı dizeler arasında saklı şiir..Tebrikler canım.

Keyifliydim o zamanlar,
Kadınlar günlük işlerini yaparlar.
Hayata yeni alışan buzağı,
İpin ona vereceği zararı bilmeden
Şen şakrak oynardı yarını düşünmeden.
Ben kaçanı yakalayacakmışım gibi
Soluk içinde koşardım.

Tebrik ederim saygılarımla.

GERÇEKTEN ÇOK BEĞENDİM ŞİİRİNİZİ..YÜREĞİNİZDEN GÖNÜL SESİ EKSİLMESİN..TEBRİKLER,,SAYGILAR

masal gözlerinde nohut içi bir zaman
her zaman taze düşüncenin
buzağı ayağına dolaşmıyor ipler
salıncakta şarkı çocuklar

yürek sesin hiç susmasın usta kalem

sanırım senin tarzına baya alışmışım glenay, ki okurken anladım daha eski bir şiir olduğunu, daha imgeli..

şimdikiler daha oturmuş, daha orjinal..ama hep güzel yazıyormuşsun valla:))

sevgimle..