Zaman ve İnsan
Tarif et deseler edemem
Aklımın alıp götürdüğü bir yerdeyim Güçlü bir atmosferin altında Farklı hayatların mayalandığı Mavilerin birleştiği bir ortamdayım... Tek düzelik yok orada! Bülbül var, gül var Aşiyan da, Aklının ışığında aydınlananlar da... Ortalık ışıl ışıl bakınıp duruyorum Dinler gibi yaparak Hatta kimse yokmuş gibi davranarak Gelip geçen gölgeleri sayıyorum -Uzayıp kısalanlar, dev aynasında büyüyenler- Arada bir de hiçliğin müziğine tempo tutuyorum! Aklıma şaşayım, ne çabuk unutuyorum: Tarih tekerrürden, zaman aldatıcılıktan ibarettir; Uzar-kısalır, gece olur gündüz olur Yaz-kış derken dört mevsim olur; Canı sıkılırsa güneşin önünde durur Aydınlığı çalar, karanlığı sunar Karanlıktan kim korkmaz!.. Ki o karanlıkta; Korkulu dakikalar önünüzde Zaman arkanızda Ve sonsuzluğun aynasında bir şeyler Sizle gönül eğlendiriyor... Ah bir öğrenebilseydim; Yolların inişli-çıkışlı olduğunu, İnsanların uzayıp-kısalan zamanlarda Birbirini nasıl da arkadan vurduğunu... Ve kendimi kandırmazdım: "İyilik yap, denize at..." demezdim. Kötülerin, kötülüklerin hızla çoğaldığı şu dünya da Başka kalbe inanmazdım... Acımazdım... "Merhametten maraz doğar"... 25 Mayıs 2012 Rukiye Çelik |