Bir fincan kahve daha, ben gitmeden ]
[ kalinNefesin tatlı
Gözlerin gökyüzündeki iki mücevher gibi Sırtın düz, saçın pürüzsüz Yattığın yastıkta Ama şefkat sezmiyorum Ne minnettarlık ne sevgi Sadakatin bana değil Yukardaki yıldızlara Yol için bir fincan kahve daha Bir fincan kahve daha, ben gitmeden Aşağıdaki vadiye Baban, o bir kanun kaçağı Ve mesleği avarelik Sana seçmeyi ve ayırmayı öğretecektir Ve bıçağı fırlatmayı O krallığına gözkulak oluyor Böylece yabancılar rahatsız edemez Sesi titriyor, seslenirken Yeni bir tabak yemek için. Yol için bir fincan kahve daha Bir fincan kahve daha, ben gitmeden Aşağıdaki vadiye Kız ardeşin geleceği görüyor Tıpkı annen ve senin gibi Asla okuma-yazma öğrenmedin Rafında hiç kitap yok Ve memnuniyetin sınır tanımıyor Sesin bir tarlakuşu gibi Ama kalbin bir okyanus sanki Gizemli ve karanlık Yol için bir fincan kahve daha Bir fincan kahve daha, ben gitmeden ] |