BİR İLKBAHARDI
Bazen gözlerime umutları yapıştırıp anlatırdım sana
Çocuklara benzetirdin beni ,sen de çocukça gülerek Sevdiğini söylerdin bu çocuk hallerimi dudaklarını büzerek Aşıktın bana ama engeldi sana kalın zincirlerim ’Aşk nasıl bir şey?’ diye sorardım dizlerine gömülüp ’Nasıl anlatayım sana?’ diye de sen sorardın Bakardık birbirimize ağlardık sonra, önce gülüp Ne ayrılabilyorduk ne de bağlanabiliyorduk... Ama sonsuz yollar görmemiştik ikimizde Biliyorduk... Sondan kaçınsak da yaklaştığını hissediyorduk Hoşçakalları sevmezdim ben Çocuk kalbimde kalın izleri vardı Sen dayanamazdın bana hoşçakal demeye Sanırım sende de bir anı saklıydı : : : : : : : : : : : : : : : : : : Bir gün elim bavuluma gitti İlk defa cesaretli hissettim kendimi ilk defa çaresiz Gidecektim ayak izlerimi toparlayıp Kokumu şişesine sıkıştırıp Anahtarları örgülü sepete bıraktım Kapının tokmağıyla vedalaşıp merdivenlerden kaydım İlkbaharın sümbülleri sardı içimi Bu yüzden sümbüller hep bana ayrılığı anlattı Sonbaharın kurumuş yapraklarına inat Canlı sümbüllerin kokusuydu sensizlik şimdi Bir ilkbahar günü gitmiştim Habersiz, hoşçakallara sığınmadan Bir ilkbahar günüydü beni acıtan Ne kasım ne eylül ne de ekim... |