0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
59
Okunma
Ey Nihal’im!
Senin aşkın;
Leylâ’nın Mecnun’a,
Kerem’in Aslı’ya,
Ferhat’ın Şirin’e duyduğu hasretin
Kutsal mirasıdır.
Ben ki; dağları delen bir Mecnun’um,
Sen ki; Sidretü’l-Münteha’dan akan bir ışıksın!
"Leylâ’yı gören Mecnun değil,
Aşkı gören Leylâ’dır."
Sen Nihal’imsin;
Gecenin en karanlık vaktinde doğan ay,
Mecnun’un çölünde bir vaha...
Ben sana bakarken,
Cebrâil kanatlarını indirir,
Hızır ab-ı hayat sunar.
Çünkü senin aşkın;
Sıradan bir sevda değil,
Kâinatın ilk yazılmış mısrasıdır.
Kerem, Aslı için yanarken,
Ben senin için dağları deldim Nihal’im!
Her çekiç darbesi;
"Nihal!" diye inleyen bir aşk nağmesi...
Ateşler içinde yanan bir dil,
Senin adını zikretti durdu.
Zaman öldü, mekân eridi,
Aşkın Arş-ı Âlâ’ya yükseldi.
Ferhat dağı deldi,
Ben ise kalbimi deldim Nihal’im!
İçimdeki dağlar;
Hicranla yoğrulmuş kaya,
Hasretle sertleşmiş toprak...
Ama senin bir bakışın,
Dağları eriten bir kudretti.
Şimdi anladım:
Asıl mucize; dağları delmek değil,
Senin gönlüme girebilmektir.
Romeo, Juliet için ölürken,
Ben senin için dirildim Nihal’im!
Düşman aileler değil,
İçimdeki nefs ile ruhun savaşıydı.
Senin aşkın;
Zehr-i aşkı şerbet eyleyen bir iksir,
Ölümü bile güzelleştiren bir sihir...
Tristan, Isolde’yi içtiği iksirle sevdi,
Ben seni;
Gözlerindeki Sidretü’l-Münteha’yı görüp sevdim!
Senin aşkın;
Kaderin yazdığı bir şiir,
Zamansızlıkta donmuş bir an...
Ruhumuz,
Âlem-i ervahta ant içmiş iki yoldaş.
Züleyha, Yusuf’un aşkıyla yandı,
Ben senin aşkınla yeniden doğdum Nihal’im!
Senin iffetin;
Buzdan bir kalp değil,
Ateşi muhafaza eden bir kildedir.
Senin aşkın;
İlâhî bir tecellî,
Platonik bir vecd hâli...
"Al yazmalım, selvi boylum!"
Sen Nihal’imsin;
İlyas’ın tutkusu,
Cemşit’in vefası...
Ben ikisiyim birden:
Hem deli bir âşık,
Hem sadık bir yoldaş.
Senin aşkın;
Emekle yoğrulmuş,
Sevgiyle pişmiş bir aş...
Ve son söz:
’Aşk, seni sevmekle başladı Nihal’im,
Seninle sonsuz olacak!’
Ey Nihal’im!
Sen;
Leylâ’nın gizemi,
Şirin’in cesareti,
Juliet’in fedakârlığı,
Züleyha’nın sabrısın.
Ben ise;
Mecnun’un çölünde
Senin için akan bir nehir...
Öyle bir aşk ki bu;
Zaman ötesi,
Mekân üstü,
Arş’a yazılmış!
"Nihal’im!
Senin aşkın;
Hızır’ın ab-ı hayatı,
Cebrâil’in kanadı,
Sidre’nin nuru,
Arş’ın sırrıdır.
Ben ise;
Bu sırra ermek için
Kendini yok eden
Bir âşık-ı bâkî..."
"Aşk; senin adında gizli Nihal’im!
Seni sevmek;
Kâinatın ilk ve son dersidir."