1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
100
Okunma
Tüm kelimelerimi çektim içimden,
bir büyü masasına bırakır gibi.
Gidiyorum şimdi
arkamda hiç kimsenin duyamadığı
küçük bir fısıltı bırakıp.
Yazamıyorum içimi;
çünkü içimde bir muhafız var,
adı bilinmeyen bir yas,
geceyi yarıp çıkmama izin vermeyen
karanlık bir mühür gibi.
Bir şey duruyor önümde,
görünmez ama soğuk,
sanki kar yağacakmış gibi
ama gökyüzü fikrinden vazgeçmiş.
Havada asılı bir soğukluk bu
düşmeyen kar,
yağmayan yağmur,
doğmayan bir sabah gibi.
Ben kelimelerimi alıp gidiyorum;
şehrin lanetli bir sokağına,
ruhumun tavanarasına,
ya da kimsenin dönmediği o iç kapıya doğru.
Belki orada çözülür düğüm,
belki orada konuşur suskunluğum.
Belki de kar,
ilk kez benim içime yağar
ve ben o zaman yazmanın
sırrına yeniden dokunurum
5.0
100% (2)