0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
22
Okunma
“Nihal’de Vuslatın Seyri”
Nihal’im, sen durdun
Bir esrik rüzgâr gibi hafif,
Bir tevhid dağı gibi sâkin…
Zaman bile sustu huzurunda,
Çünkü sen ânın sırrıydın —
O ân, sana vuslattı.
Gök, Nihal’ime bakarken
Yavaşça renk değiştirdi…
Güneş, vedâyı erteledi,
Zira Nihal’imle ayrılmak güçtü.
Sen baktın Nihal’im,
Dışa değil, içe —
Belki kalbindeki mekâna,
Belki sırlanmış bir ayete,
Kimsenin bilmediği bir hakikate…
İşte o dem anladım:
Nihal’im sadece güzellik değil,
Senin içinde yürüyen bir sükûnet var —
Nûru bile huşûya döndüren bir derinlik.