3
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
176
Okunma

bir kapı
bir ışık
suskun merhametin kıyısına varan
gölgelerin titrek omuzlarını
gece lambalarının yetim sıcaklığıyla örten bir kapı
belki de unuttuklarını geri çağırmak için
rüzgârın eşiğinden geçen
çocuk seslerini şefkatle dinleyen
tek bir kapı
tek bir ışık
kırık aynaların dökülen
sırlarından geliyorum ben
çatlak bir masanın üstüne kazınmış
tozlu bir hikâyenin içine gömülü harflerinden
bir zamanlar sesiniz vardı
artık bir fısıltı bile değilsiniz
gül ağaçlarından eksilen renkler gibi
soldu içimde anlamınız
eski fotoğrafların arkasında
silinmeyen bir isim
ve bir deftere
paslı zımbalarla tutturulmuş
çocukluk rüyalarının kıpırtısı
camdan bir kuştu masumiyet
vuruldu
adaletin demir terazisi paramparça
akşamın kızıl gövdesine iliştirdikleri bir mühürle
bağladılar gözlerimi
anladım ki
bütün doğurganlıklar
birer sus payıymış kadına
bir kapı
bir tek kapı
yeter artık bana
duaya ve yankıya ve unutuşa
açılan
artık biliyorum
bir fidan kadar ısrarlı olmalı insan
boydan boya dıyabilmeli bir bahçeyi
ve sık sık sormalı kendine
kimin gölgesinde büyüyor acı
kimsesizler ve küskünler ve suskunlar
kalkın ve yazın
bir kapının ışıklı tarihini
unutulanların soluğuyla..
hulyaperest
(üçkasım2025)