2
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
224
Okunma
kendinden bir katman uzak,
bir katman derin.
örümcekler gergefini işlerken
olabildiğince hayalet,
olabildiğince meraksız
uyumak istiyorum.
bana söyleyeceğiniz bir sözünüz yok,
üzerinde günlerce düşünülmüş.
içim kazma sesleri,
yıldırımlar çakarken
susun,
ya da susmayın!
peşrev gönlünüz bilir.
gök gürültüsü dolu,
kulaklarım tıkalı.
kendimi en son gördüğümde
bir su damlamasıydım,
hiçbir elde tutunamayan
“denizler altında 20 bin fersah”,
belki bulurum kendimi,
belki yanarım.
sizlere iki seçenek bırakıyorum:
ya susun
ya da susmayın.
içsel titreşimlerim Gabeşa gibi haykırır,
kulaklarım meşgul
kuyunun kalp atışını dinliyorum.
sessiz geçitten geçtim,
yol yolunu kaybetmeden
bindim baykuş’un takkesine,
sağır hayvanları geride bırakarak.
çok suyorum,
çok gömülüyorum.
dilim hiç olmadı,
kemikleri sizin olsun
susun
ya da susmayın,
paşa gönlünüz bilir.
kendine kıvrılan sesle beraberim.
5.0
100% (2)