3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
141
Okunma
Aşkı tarif edemem,
çünkü her seferinde başka yanımı buldum onda.
Birinde sesini dinledim susarak,
birinde ellerini tuttum, dünyanın sustuğu bir anda.
Bazılarında gitmek istedim,
ama kalbim kapıyı hep açık bıraktı.
Aşkı akılla ölçmeye kalktım bir zaman,
olmuyor.
Mantığın yetmediği yerlerde başlıyor.
Bir dokunuşla değişen nabızda,
bir kelimenin altına gizlenen itirafta.
Teni değil, niyeti hissetmeli
Bir kadının sessizliğinde kaç sır vardır,
bilen bilir.
Gözleriyle anlatır bazen,
Bazen de sözleriyle...
Aşk, bir anın içine saklanmış sonsuzluk gibi.
Yüzüne baktığımda zaman durur,
ama içimde bir telaş hep yaşar.
Çünkü bilirim, her güzel şeyin bir vadesi vardır,
ve ben senin vadenin bitmemesi için dua ederim.
Yanmayı göze almak gerekir bazen.
Ben çok yandım,
ama hiçbirinde pişman olmadım.
Çünkü her yanışta biraz daha insan oldum,
biraz daha eksildim, ama biraz daha tamamlandım.
Ve şimdi anlıyorum.
Aşk, Tanrı’ya inanmak gibidir aslında.
Görmezsin, dokunamazsın,
ama varlığını her nefeste hissedersin.
Bir dua gibi başlar,
bir teslimiyet gibi biter.
İçinde hem günah, hem affediş taşır.
Ve sen, ne kadar uzaklaşsan da
kalbin hep o sese döner,
"İnan."
Aşkı yaşamak,
bir mucizeye inanmak gibidir.
Her defasında "bir daha olmaz" dersin,
ama olur.
Yine biri gelir,
ve sen tüm geçmişini susturup,
yine inanırsın,
bir gülüşe, bir nefese, bir ihtimale.
Çünkü aşk, insanın Tanrı’ya en çok benzediği haldir.
Severken affeder, yanarken şükreder,
ve sonunda anlar!
Sevgi zaten inancın ta kendisidir.
Hayati GÜNDOĞDU
5.0
100% (6)