Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hamdioruc
Hamdioruc

Liderlik kimin hakkı

Yorum

Liderlik kimin hakkı

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

59

Okunma

Liderlik kimin hakkı

Liderlik kimin hakkı

İslam fıkhında"İmamet konuşu bunu işler"

İt iti lider seçer ayı ayıyı Esmaya en katkılıyı lider seç Rabçı ölçü esmaya katkılı eylemi-hali düşünceyi-duyguyu kişiyi...seçmek

Kimin lideri olacaksın...Yaradılanlara hizmetçi mi olacaksın Yaradana kul mu...

Yaradan sadece elçi seçer...

Kul seçer idarecisini...ve elçiyle gönderilen marifettir ölçüsü.dinsize liderlik verilmez kadına da verilmez "el-Hakime" asilik bu.Feministler felsefeci değil.Kinci sadece."el-Hakime"asi olmamak diye bir dertleri yok feministlerin...ve ırkçıların ve nefisclerin Rabçı rabçıyı seçer liderliğe...

Osmanlı"hanedandan olmayan padişah olamaz dedi.şia aliciyim ali soylu olmayan lider olamaz dedi...Emevi lideri emeviden seçti...dört halife emekleri nazara aldı hz Ebu bekrin İslama hizmeti onu ilk halieliğe getirdi...adillik esaslıydı bu seçim..."Kureyşli olmalı halife denildi çünkü emek ölçülüydü seçim."

imâm “kendisine uyulan kimse” demektir. Toplumun başında bulunan ve toplumun fertlerini yönlendiren kişiler imam diye anılmıştır.

İnsan eşrefi mahlukattır...lider seçiminde de Rabçı olmalı nefsini hiçleştirmeli...Bir ırkı ezici ırk yapmamalı.Rabbın ırkı yok abçı var...emek var.emk esaslı bu varlık veya lütuf esaslı..."berden" emri lütuftan geldi.nuha gemi musaya asa lütuf kapısından geldi...

Hz. Peygamber’in vefatı üzerine Benî Sâide avlusunda toplanan ensar, Sa‘d b. Ubâde’yi halife seçme konusunda anlaşmak üzere iken Ebû Bekir ve Ömer durumdan haberdar olarak müzakerelere katıldılar. Sosyal yönü ağır basan imâmet gibi bir görevin, hemen bütün Arap kabilelerince saygı duyulan Kureyş mensuplarının dışında birine verilemeyeceği yolundaki tartışmalardan sonra muhacir ve ensar grupları Ebû Bekir’e biat ettiler.

İmâmetin dinî ve hukukî açıdan mahiyet ve önemi, bu kurumun gerekli olup olmadığı, imam seçilecek kişide aranan nitelikler, göreve gelme ve ayrılma yöntemi gibi çeşitli konulardaki tartışmalar daha çok İslâm dünyasının en büyük kitlesini temsil eden Ehl-i sünnet ulemâsı ile Şîa arasında gerçekleşmiştir. Şîa’nın İmâmiyye ve Zeydiyye gibi fırkaları, imâmet konusuna genel yaklaşımda ve özellikle imamın kimliği konusunda birleşmekle birlikte ayrıntıda bazı farklı fikirleri de savunmuşlardır (Ehl-i sünnet ve İmâmiyye’nin görüşleri için aş.bk.). Emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker anlayışı dolayısıyla kardeşi Muhammed el-Bâkır’dan ayrılan Zeyd b. Ali’ye nisbetle kurulan Şiî Zeydiyye fırkasına göre, imam olacak kimsenin zalimlere karşı çıkması ve imâmetini ilân etmesi gereklidir. Ahlâksızlık ve zulüm karşısında susan ve cihaddan uzaklaşan kimse imam sayılmaz. Zeydiyye, Hâricîler dışında iyiliği emretme, kötülükten sakındırma konusunda en çok şiddet gösteren fırkadır. Zeydiyye’ye göre zulmü ortadan kaldırmak, mazluma yardım etmek, cezaî müeyyideleri uygulamak ve kamuya ait diğer görevleri yerine getirmek için imama ihtiyaç olduğu gibi imâmeti tesis etmek de müslümanlar üzerine vâciptir. İmâmet nübüvvete tâbidir; imamlar dinî hükümlerin tebliği ve yerine getirilmesi, mürtedlerle mücadele edilmesi gibi konularda peygamber makamındadır. İmâmet dinin en önemli meselelerinden biri olduğu için imamı tanımak ve ona yardım etmek vâciptir. İmamını tesbit edemeyen, âdil olan imama uyup yardımcı olmayan veya zalim imamdan uzaklaşmayan kimse gayri İslâmî bir konumda bulunur. Ayrıca imam Hz. Hasan veya Hüseyin soyundan gelen biri olmalıdır. Bunun dışında imamın erkek, reşîd, hür, Kur’an’a, hadise ve dinin temel ilkelerine vâkıf olup ictihad edecek seviyede bulunması gerekir. Yaşayış açısından dine saygılı, ayrıca cömert, cesur, kudret ve tedbir sahibi olması da şarttır. İmâmette aslolan dinen en üstün olanın tercih edilmesidir. Ancak kamu yararı açısından daha az faziletli kimsenin de -Ebû Bekir ve Ömer misalinde görüldüğü gibi- imam olması câizdir. Ayrı ayrı ülkelerde bulunmak şartıyla birden fazla imamın varlığı Zeydiyye’ce uygun görülmektedir. İmamın fâsık yahut zalim olduğunun ortaya çıkması halinde isyan etmek, emir bi’l-ma‘rûf nehiy ani’l-münker ilkesi dolayısıyla vâciptir. Bu sebeple Zeydiyye’nin tarihi imâmetle ilgili savaşlarla doludur.

9/72:Allah, inanan erkek ve kadınlara, kıyılarından ırmaklar akan cennetler, içlerinde tertemiz zevk ve sefalar edilecek olan ebedi Adn cennetlerinde bulunan meskenler vaadetmiştir. Allah’ın razılığıysa daha da büyüktür. İşte budur en büyük kurtuluş ve murada eriş.

Ne vehhabilik için ne şia için ne kullan imkanlarını"Ortadoğu"bu hata yaşanıyor...Lider zalim olmamalı zalim devletleri ezen bir baba devlet şart"ortadoğuda…"

Ortadoğu insanı şanssız.İdeolojik beyinler çok.Rabçılık İslamdır kurtarıcıdır.İsrail gazze dedi İran şia çemberi dedi.suud vehhabilik

Dünya devletiyim diyen ABD İsrail tarafını tuttu...Dünya lidersiz ne lider kişi vr ne lider ülke var...Rabçılık yok menfaatçilik ırkçılık nefiscilik var...

Rusyayı savaştan caydıracak ABD karşısına çıkmasıdır.Oda çıkmaz.Rusya kim çıkarsa karşısına savaşır.İsrail de caymaz savaştan

İran eriyor Azerbaycan büyür...Turanın liderliği Azerbaycanın hakkıdır.Batıyla daha güçlü ilişkiler kurarsa.Biz natodayız yetmez...Biz batıyla biz ve bir olamayız ve Turana batıyı hizmetçi yapamayız.İsla ülkelerini korumak adına batıyı gücendiririz çünkü...hikmetli iş değil Turana liderliğimiz...

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Liderlik kimin hakkı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Liderlik kimin hakkı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Liderlik kimin hakkı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL