2
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
191
Okunma
AZRAİLİ BEKLİYORSUN
Kalbim hüzün doluyken!
Pencereden gördüm seni, birini bekliyorsun...
Bir yaz akşamıydı,
Yaprakları solmaya yüz tutmuş,
Dalları boyun bükmüş bir asırlık ağacın gölgesinde...
Kurumuş, çorak toprak üzerinde kurulan, kimbilir hangi tarihten kalma eskimiş, senin gibi yorgun düşmüş... Tahta bir sandalyede oturmuş birini bekliyorsun...
Ellerin çiçek kokmuyor artık...
Nasır tutmuş alalade bir baston var, titreyen buruşmuş ellerinde, hâlâ var gücünle hayata tutunuyorsun?
İhtiyarlamış, yıllar es geçmemiş, yüzüne yollar çizmiş.
Ağarmış saçların, ağzında kalmamış tek diş...
Başında ki kar beyaz başörtün eskisi gibi özenli durmuyor!
Boşvermişlik var bakışlarında, Gençliğinde ki gibi diri değil... Rengini ferini kaybetmiş,
Ufukta takılı, anlamsız bakakalmış gözlerin...
Yine de birini bekler gibisin.
İndirmişsin sırtından hayatın yükünü...
Belin bükülmüş,
Sesini yitirmişsin!
Gözlerin öyle içli bakıyor ki veda eder gibi...
Sessizliğin çığlık çığlığa kalbime dokundu,
dua eder gibiydin.
Bir akşam üstü,
Kızılca güneşin battığı yerde birini bekliyorsun!
Hiç gelmeyecekmiş gibi çaresiz ve hüzünlüsün.
Beklerken gençliğin, güzelliğin, hataların, doğruların, yanlışların, günahların, sevapların kol kola girmiş sana savaş açmışlar sanki.
Tüm bunlar olurken
Sen; sessiz, tarafsız
Yargısız, infazsız kendi infazını bekliyorsun...
Seni uzaktan seyre daldım
Bir çocuk kadar mahsumdun, bir çocuk kadar savunmasız, bir çocuk kadar korkak, söyle kimi bekliyorsun?
Biliyorum!!!
Sen Azrail’ i özlemle bekliyorsun!
Yazar/ RADİYE DİRİ
Not: Yaşanmış bir hikâyedir.
5.0
100% (6)