1
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
287
Okunma
SİSLİ COĞRAFYA
Sisli coğrafyanın
Mistik mısraları,
Tunç gibi çöker, kurşun ağırlığında, şehrin üstüne.
Her damla sis, geçmişin gölgelerini fısıldar,
Zamanın küllerine karışmış hatıraları saklar derinlerde.
Sokak aralarında dolaşan bir ağıt gibi,
Sessizliği bozan tek şey, rüzgârın soğuk nefesi.
Arnavut kaldırımlarında yankılanır adımlar,
Belki de bir zamanlar sevdayla söylenmiş bir şarkının kırık sesi...
Issız pencerelerde solgun yüzler bekler,
Beklemek artık bir geleneğe dönüşmüştür bu şehirde.
Her köşe başında bir hüzün asılı durur,
Ve her mektup, yazılmadan yarım kalır.
Sis ağırdır, düşünceden daha ağır,
Bir tabut gibi taşır geçmişi omuzlarında.
Her yeni sabah, eski bir geceden ödünç alınır,
Ve hiçbir şafak, tam anlamıyla aydınlanmaz burada.
Ey, sisli coğrafyanın unutulmuş şehri,
Seninle küskün zamanlar bile konuşmaz.
Ama bil ki,
Suskunluğun bile bir dili vardır:
Ağır, derin, geçmişten kalma...
ASUMAN SAYDAM ATASOY
5.0
100% (3)