13
Yorum
56
Beğeni
0,0
Puan
1030
Okunma
“Her arzu, bir çürüme biçimidir. Tanrılar ise arzunun ilk kurbanlarıdır.” Emil Cioran
Kudretin yakan küf kokusu,
Odin’in tek gözünde irinle sarsıldı.
Freya, o lanetli göğün kızıl gelini
Saçlarında mezar fısıltıları
Dudaklarında çelik tadı
Yıldızları zangır zangır titreten açlık
“Freya…” diye inledi Odin,
“Savaş ve aşk, ikiz cellatlarım.
Kurtlarım ulumuyor, kuzgunlarım ölü
Gök kan kusuyor
Gel, karanlığımın çarmıhına sarıl!”
“Özledim,” diye fısıldadı Freya;
Gece, yarılmış bir kılıç yarası gibi
Kara pıhtılar saçtı kuzey ışıklarına
Büyüsünün karanlık tükürüğü
Son yıldızı da söndürdü
Yalnızlık, buz kesmiş bir kurt postu gibi
Yapıştı ruhuna
“Unuttuk kendimizi bin kış önce,” dedi Odin.
“Öpücüğümüz mezar taşına mühür.”
“Gel artık
Çatlayan dudaklarımı sula.”
Fısıldadı Freya;
“Kılıçlar nihayet sustuğunda,
Dünya son kez kanını kustuğunda,
Yalnız senin kollarında olacağım.”
Bin kışın kül patikalarından
Çatırdayan adımlarla yürüdüler.
Ne tanrı kabukları kaldı üstlerinde
Ne efsanenin paslı pulları
“Gel,” dedi Odin, “solucanlar beynimi kemirmeden.”
“Geç,” dedi Freya, “ölü nefesim ciğerime sinmeden.”
Dondu zaman tenlerinde
Son kez kucaklaştılar
Tutkularına yenik, sessiz cesetlerinde
AY PARÇASI / MEHPARE
HAZİRAN 2025 İSTANBUL