0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
847
Okunma

/ Düşleri dövülmüş bir işçinin
yorgun omuzları kadar namuslu sevdalara... /
I
Üstünde çok düşünülmüş,
hunharca işlenmiş aşk cinayetlerinin
hafifletici sebepleri,
simsiyah gözyaşlarıdır
ve kim vurdu ya gitmiş sevinçleridir..
Herkesin borcu vardır oysa yollara, yolculuklara...
gecikmiş adımlarla ödeyemezsiniz..
Ödeyemezsiniz!
II
Kendine ümitle bakabilmeliydi insan,
sevdalara, kavgalara yeniden merhaba diyebilmeliydi...
Ve usul usul gülümseyerek merhaba dedim
her gün kalabalıklardan ç/aldığım yalnızlığıma...
çalarak kendimi dizeleri yaralı şiirlerden;
merhaba dedim:
umut tellalları ve sevgi tacirlerine..
Biliyorum, zaman yetmeyecek yaralarımızı sarmaya..
filozoflar, şairler ve kutsal kitaplar yetmeyecek
Ve yetmeyecek,
harflerin kendini astığı şiirler
makyajsız yalnızlıkları tanımlamaya...
Yetmeyecek en ölümcül intihar müsveddeleriniz
günahlarınızdan arınmaya...
III
İçinizden şiirler d/üşüyor;
tutun şiirleri
yoksa-
azalır söz
şairler ölür
şiirler yetim kalır
azalır sevgi / tükenir insan.
IV
Acıklı acıklı b/akıyorum,
akşamın kirli sabıkasında kendiyle çarpışan hayatlara..
uzaklarda bir Mecusi kendi ateşine su taşırdı;
hayata bıçak çekmiş fahişeler prezervatif giydirirlerdi,
taciz edilmiş düşlerine
ve intihara meyilli acılarına.
Ama şiirler de yetmeyecek,
hayatın enkazında saklanmış yaşamların
öz geçmişini anlatmaya.
V
Yarayı ver / bıçağını unutma!
anlamını ver anlamını..
sen, nasıl olsa yeni bir anlam bulursun kendine.
Acıklı acıklı b/akıyorum,
akşamın kirli sabıkasında kendiyle çarpışan hayatlara...
kendini sömüren tuzak sevgiler
ihanet kıvamında yalancı evlilikler
takas yapılan yalnızlıklar
tutkusuz, coşkusuz ve sevgisiz kalabalıklarla;
Ama kalabalıklar yetmeyecek yalnızlıklara.
VI
Acıklı acıklı b/akıyorum,
akşamın kirli sabıkasında kendiyle çarpışan hayatlara...
gecenin göğsünde bir ayrılık öksürüyordu;
bir kadın, hüznüyle sevişiyor, düşleriyle yıkanıyordu...
tam göğsünün ortasında ertelenmiş pişmanlıklar;
içinde, acıdan ve ihanetten bestelenmiş şarkılar...
Sevişiyordu;
ihanetin altına uzanan uzaklık
orgazm çığlıklarını böl(ü)şüyordu kalabalık,
tenlerinde yitirilmiş saflığın izi..
Yazgısına isyan bir ömür;
ay gibi sokulup, gecenin kederli efkarına
eski bir türkünün alnında deliriyordu..
Ve hayatın yorgun kasıklarına bir yalnızlık daha düşüyordu.
VII
İhanet Antolojilerinden pantolon fermuarına
indirgenmiş aşkların kiralık katiliyim;
ama öldürmek yetmeyecek!
Ve sevmek yetmeyecek
ölü aşkları diriltmeye...
Çünkü, herkes aldatıyor yarasını,
başka bir yarayla;
yalnızlığını, öteki bir yalnızlıkla..
Oysa hepimizin kaygılı beklentileri
iniltili hüzünleri, emanet sevinçleri vardı
ve adı yalnızlık olan ’doğum lekesi’ ayrılıkları..
Ağlayabilecek gözlerimiz,
sızlayacak vicdanımız vardı
kimine derin ah’larımız, kimine uzun soluklu off’larımız
ve hepimize yetecek kadar tedariksiz acılarımız...
VIII
/ Parmaklıkları ve tel örgüleriyiz,
sahipsiz, başı bozuk yasaların! /
Ağlayarak uyanıyor rüyalarım;
bir gün mutlaka bitecek diyorum
bu yağma
bu gasp
bu acımasız sistem!
Ve yeniden merhaba diyeceğiz elbet,
içimizde yarım kalmış özgürlüklere
bir nehir gibi akacağız,
yasaklandığımız denizlere..
yuvarlanarak uçurum yüzünde zamanın
silip atacağız sancılı hecelerden
en günah sayılan suçlarımızı.
- Birdal Erdoğmuş / 2008 - İSTANBUL -