6
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
119
Okunma
Parşömen..
Ben,
zamanın ve unutuşun mürekkebiyle defalarca yazılıp silinmiş,
kadim bir parşömenim.
Derimde, henüz doğmamışken ninelerimden miras kalan masalların fısıltıları,
babamın ilk kelimeleri öğretirken bıraktığı, artık okunmayan, vakur bir el yazısı.
Her aşk, kendine yeni bir sayfa açtı tenimde,
bazısı ateşle kazıdı adını, o sayfayı yakarak geçti,
bazısı silik bir kurşun kalemle dokundu, ilk yağmurda aktı gitti.
Üzerimde taşıdığım her çizik, her leke,
bir şehrin adıdır, terk edilmiş bir istasyonun hüznüdür,
denizin tuzlu parmaklarıyla yazdığı, anlaşılmaz bir bilmecedir.
Okuduğum her kitap, satır aralarındaki boşluklara yerleşti,
dinlediğim her melodi, notalarını harflerimin arasına gizledi.
Bazen, bir yabancının sokakta gözlerime bir an değip geçen bakışı,
parşömenin en ücra köşesine, kimsenin bilmediği bir dilde,
kocaman bir soru işareti çizip gitti.
Ben, üzerimdeki bu mahşeri kalabalıktan bihaber,
kendi hikayemi ararken,
başkalarının yarım kalmış cümlelerini tamamlamaya çalıştım.
Hangi kelime benim, hangi nokta bir başkasının suskunluğu,
artık ayırt edemiyorum.
Ve şimdi durup bakıyorum bu yıpranmış, buruşuk yüzeye,
bu karmakarışık metne.
Bazen bir rüzgâr esiyor, eski bir sayfayı aralıyor aniden,
unutulmuş bir kahkahanın mürekkebi parlıyor gözlerimin önünde.
Bazen bir damla yaş düşüyor,
bir kelimeyi dağıtıyor, anlamını sonsuza dek değiştiriyor.
Silmeye çalıştığım her anı, daha derin bir iz bırakıyor,
unutmak, hafızanın en keskin kalemiyle yeniden yazmaktır aslında.
Belki de bütün mesele bu;
bu parşömeni bembeyaz bir sayfaya çevirmeye çalışmak değil,
üzerindeki binlerce el yazısını, lekeyi, yırtığı reddetmek değil.
Belki de en büyük bilgelik,
tüm bu karmaşanın ortasında boş bir yer bulup,
titreyen ama kararlı bir elle,
kendi mürekkebinle, kendi cümleni ekleyebilmektir.
Kısacık bir dize bile olsa.
Sadece sana ait olan.
Ve sonra sessizce izlemektir, senden sonra gelecek olanların,
senin o tek dizeni nasıl okuyacağını,
nasıl değiştireceğini,
ve kendi hikayelerini nereye yazacağını.
Çünkü her parşömen, kendinden sonraki parşömene bırakılmış,
cevaplanmamış bir mektuptur aslında...
Hasan Belek
10 06 2025
Akçay
5.0
100% (8)