Burası efkâr hanedir,
Dertler gemlenir tezgâhta,
Umut demlenir dergâhta,
Gözlerimde mazi tatlı eda
Yüreğimde tutuşur
sevda,
Dost düşman cahil hançeri,
Gönül isyanda dinlemez fermanı,
Türküler şarkılar gazeller bahanedir,
Kınamayın taşlamayın beni,
Gönlüm dertlerle dolu,
Yedi demir kapılı mahpushanedir…
Burası efkâr hanedir,
Bizi doyuracak toprak,
Olsaydı bir de bağ bahçe çardak,
Ne dert takardım ne keder gam,
Yazın tahta köşk kurduğum,
Deliksiz uyuduğum toprak dam,
Duyarsız beton yığınlarından,
Bin kat daha şahanedir,
Kınamayın taşlamayın beni,
Nemrut’a dönüşen acılardan,
Meskenim efkâr hanedir…
Burası efkâr hanedir,
Masamda çile bela dans eder,
Direnirim kasırgaya borana,
Bin bir belaya afete kırana,
Düşman ateş olsa ne çıkar,
Beni benim
dostum yıkar,
Zemherim kavurur teni,
Saf
gönül dosta pervanedir,
Kınamayın taşlamayın beni,
Baki kalır sanmasın ihanet,
Dünya misafirhanedir…
Burası efkâr hanedir,
Beş kıtada insanlar sefil aç,
Varlık içinde Dünya fakirhanedir,
Kırdım bütün şişeleri,
Tütün ettim mühürleri kaşeleri,
Kesilsin
annelerin
babaların
gözyaşı,
Gülsün
çocukların otuz iki dişi,
Mısra içerim mısra kırk senedir,
Kınamayın taşlamayın beni,
Kimi dert içer kimi şarap,
Dünya adaletsiz meyhanedir…