SABRİYE ’ye MEKTUP
Evimizden akşamları büyük, parlak ve sarı bir
yıldız görünüyor....Adını bilmiyorum. Sabırdan gelen:
- Sabriye koydum adını
Sabriye
bulutlar arasında kaybolunca:
Ne sendin, ne bendim
gurbete giden,
Bir deli yel savurdu attı Sabriye.
Neden ayrı düştük ? Bilmiyorum; Neden ?
Yolu
hasret dağ gibi tuttu Sabriye.
***
Çaresiz kaldık yürürken biz bu yoldan,
Yangın önümüzü sarmış iki koldan,
Başa gelen ne felekten, ne de kuldan,
Hayat bizi yalayıp yuttu Sabriye.
***
Geceler boyunca ağlayıp inledim,
Gelir diye ayak sesini dinledim,
Çektiğin duvara varınca anladım,
Gözlerin yüzümü unuttu Sabriye.
***
Allah var; Aklımdasın her an bilesin,
Sanki inleyen neydir buğulu sesin,
Kulaklarım da çınlayan bir bestesin,
Bu nağme kalbimi kuruttu Sabriye.
***
Çekmişsin önüme kalem ile hattı,
Bilmezsin dertler her yanımı kuşattı,
Bahar beklerken ansızın gelip çattı,
Zemheri içimi üşüttü Sabriye.
***
Hasretin dönerken kalbimde ateşe,
Ben de ne huzur var artık, ne de neşe,
Gayrı hacet kalmadı ayla,
güneşe,
Hayalin gönlümü avuttu Sabriye.
***
Ecel sineme vurur da ayrılırsak,
Gözüm sende kaldı; Onlara iyi bak,
İşte söylüyorum bağrıma vurarak,
Varlığın ömrüme umuttu Sabriye.
***
Del’olurdum perçemini döktüğünde,
Gözlerine sürmeleri çektiğinde,
Heyecan ile yüzüne baktığımda,
Ağzın bal,
gülüşün baruttu Sabriye.
***
Sen gideli ben divaneyim deliyim,
B
aşkasını görmez gözüm; Perdeliyim,
Hakk’a ödenen günahın bedeliyim,
Bu
hasret kalbimi çürüttü Sabriye
***
Seni örten
güneş, beni
hasretlerin,
Sen de
gülücük, bende yaralar derin,
Sensiz göçtü
gönül köşkü Muzaffer’in,
Bacasında baykuşlar öttü Sabriye.
Muzaffer Boz
04.02.2025
Saat: 02 30