2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
209
Okunma
SABRİYE ’ye MEKTUP
Evimizden akşamları büyük, parlak ve sarı bir yıldız görünüyor....Adını bilmiyorum. Sabırdan gelen:
- Sabriye koydum adını
Sabriye bulutlar arasında kaybolunca:
Ne sendin, ne bendim gurbete giden,
Bir deli yel savurdu attı Sabriye.
Neden ayrı düştük ? Bilmiyorum; Neden ?
Yolu hasret dağ gibi tuttu Sabriye.
Çaresiz kaldık yürürken biz bu yoldan,
Yangın önümüzü sarmış iki koldan,
Başa gelen ne felekten, ne de kuldan,
Hayat bizi yalayıp yuttu Sabriye.
Geceler boyunca ağlayıp inledim,
Gelir diye ayak sesini dinledim,
Çektiğin duvara varınca anladım,
Gözlerin yüzümü unuttu Sabriye.
Allah var; Aklımdasın her an bilesin,
Sanki inleyen neydir buğulu sesin,
Kulaklarım da çınlayan bir bestesin,
Bu nağme kalbimi kuruttu Sabriye.
Çekmişsin önüme kalem ile hattı,
Bilmezsin dertler her yanımı kuşattı,
Bahar beklerken ansızın gelip çattı,
Zemheri içimi üşüttü Sabriye.
Hasretin dönerken kalbimde ateşe,
Ben de ne huzur var artık, ne de neşe,
Gayrı hacet kalmadı ayla, güneşe,
Hayalin gönlümü avuttu Sabriye.
Ecel sineme vurur da ayrılırsak,
Gözüm sende kaldı; Onlara iyi bak,
İşte söylüyorum bağrıma vurarak,
Varlığın ömrüme umuttu Sabriye.
Del’olurdum perçemini döktüğünde,
Gözlerine sürmeleri çektiğinde,
Heyecan ile yüzüne baktığımda,
Ağzın bal, gülüşün baruttu Sabriye.
Sen gideli ben divaneyim deliyim,
Başkasını görmez gözüm; Perdeliyim,
Hakk’a ödenen günahın bedeliyim,
Bu bedel kalbimi çürüttü Sabriye
*
Seni örten güneş, beni hasretlerin,
Sen de gülücük, bende yaralar derin,
Sensiz göçtü gönül köşkü Muzaffer’in,
Bacasında baykuşlar öttü Sabriye.
Muzaffer Boz
04.02.2025
Saat: 02 30
5.0
100% (2)