4
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
810
Okunma
Kan sütüne düşen kuşları sayamadım.
Yeşil uykulu Morpheus
Kalbimin iç duvarından süresiz sarkıyor.
Beylerbeyi romanında onunla oturuyorum.
Hayallerimi sessiz bir gemide yüzdürüyor.
Yanan Marmara’nın ateş sularında
Şiva küpemle ortasına doğru gidiyorum.
Üstümden bir vapur geçiyor.
Ona aşık oluyorum.
Yeşil uykulu Morpheus
Saçlarıma martı nefesi sunuyor.
Tamam şimdi geldim derken
Kuş bakışının bir anlamını getiriyor.
Mektup taşıyıcısı karınca
Ağzında elma ağacının kokusunu bırakıyor
Beşiktaş önünde bulunan elbiseli rüzgarlara.
Koku muhteşem yüzyıl içinde
Devri alem yapınca
Sessiz bir şarkı taşıyıcısı
Kulaklarımızda yüzüyor ve gülüyor.
Trişula kanaviçelerim
Denizin içinde gülme krizi geçiriyor.
Kriz sularında
Galayı fazla kaçırmış
Su altı maybel ın the bonerisa konserinde
Yeşil işlemeli kalbimin anahtarı kapatılıyor.
Kapanış sırasında ağızlarında
Ekmek kırıntısı taşıyan balıklar terzilere uçtu.
Yeşil işlemeli kalbimi
Şalter Sainthood da görücüye çıkarıyor
Kanı çekilmiş damarlarım.
Denizin dibinde ki
Fay hatlarına süresiz sürgün ediliyorum
Elleri ölümlülerle.
Dipten kaçanlar
Ateş peygamberleri
Ve boğulma garantisi veren
Balıkların Tanrısı ile karşı karşıya kalırlar.
Sakın buraya atlama!
Dalgalar ateş peygamberlerini
Ve balıkların tanrısını yedi.
Uyan!
Yeşil uykulu Morpheus!
Kalbimin tozu halının üstüne düştü.
Mabet Ağacı
Köprüsünde8ayönce
Geçmişgelecekbebeksahili
Bebek’ler sessiz sakin