MİHRÂN-I SİM-*-*- Senin biricik silahın, kelimelerindi sevgilim. Remilden müfrez esmalarla Yıldız dökerdin el kadar canıma Ruhun alevdi senin Gözlerin tane, sahra kumundan İnce bir duman gibi kalkardın, Kalbim ile gök arasından Fezaya bakar sim’lenirdik Ben elif olurdum, sen Karacaoğlan Senin biricik silahın, kirpiklerindi sevgilim. Her biri üç şerik mısra.. Dudağında ay çanağından çerağlarla, Vururdun her gün doğumu kıyılarıma Atılırdım terkine Sulara dalıp birleşirdik Sen fedai olurdun, ben Leyla... *.*.* "Vurul ona" derdim , ey Mehlika .. Binlerce kez öl ona Zirâ, ancak ölüm adil davranır insana.. Hümaşah 🕊️🍀 |
İncir dallarına asılı dilek ipindeki Hüma'm.!
Aynalarımda ışıyan âlâ renkli kır çiçeği
Cân;
Bozkırında cümle nebata sevdalı
Ağzı süt kokan bir fidan...
Allı morlu perdelerle örtünürken akşam
Gözlerin;
Rehavete davet eden kandil
Kasveti süpürür eteğindeki püsküller
Derin bir sükûta gömülüyor
Arz-ı endâmınla ol-âlem
Sensİn,
Ufkumu saran cümle asuman
Sensİn,
Dû-cihan yegâne mihrân...
Sensİn;
Bir uçtan bir uca
Göğsümü dolduran, Mehlikâ'm.
***
Leyla'sı kıldı kâlem bizi
Kırdık gölgesine huşu ile dizimizi...
Gözlerimiz kamaştı hasretinden
Doldurdu yüreğimizi mısra-bade'n
Şenlik getirdin gönül yurduna,
En kalbi sevgi'mle, Şaire'm
🍀🍀