Hamlet’i Öldüren Figüran“ Olmak ya da olmamak, hiçbir zaman asıl mesele bu değildi.” Perde açılır ………………… Artık olmaz Duramam o karanlık kuytularda İçimde beni yiyip bitiren bir canavar Ölümüme rağmen var olmak istiyor Kendini göstermek istiyor herkeslere Böyle değildim ben Ben aslımda güzel şeyler düşünen İçinde güzel düşler besleyen basit bir insandım Karanlığa vurulmam da öyle bir anda olmadı O vahşi karanlık yavaş yavaş ve emin adımlarla taşındı içime Ve içimde kalan hiçbir duygu da ona engel olamadı İlk günahsız kan da böylece bulaştı ellerime Ey vebalim Ey günahımın ilk meyvesi Ey cesedinin gölgesinde kendimi sorguladığım ruh Sen sadece etten kemikten olsaydın İçinde hiçbir karanlık taşımasaydın eğer Ben de görkemli intikam hikayeleri peşine düşmez Ve böyle bir çıkmaza da sokmazdım ruhumu inan Tanrım Zihnimde derin gelgitler taşıyorum Hayaller gerçeğin yüzüne bürünmüş Neyin gerçek neyin yalan olduğunu karıştırıyorum Ama Bu koku Bu renk inkar edilemeyecek kadar gerçek Ah tanrım söylesene Ellerimdeki bu kan kimin Peki Bu silahi elime aldıran güç senin hakkından nasıl geldi Bu olanlara inanamıyorum Ah Oysaki Berrak hayatlar görüp yaşıyordum Her şey olabildiğince sakin başlamıştı Ve ben sadece usulca sıramı bekliyordum Taa ki şeytan o büyülü şarkısını fısıldayıncaya kadar kulağıma Kendimi oldukça günahsız biri sanıyordum Ey melekler Sizi yaratan tanrıya sözüm yok inanın Geceyi karanlık Günü aydınlık yapana da Ama Uyuyup Tekrar tekrar uyandığım o günlere lanet olsun ki Olabildiğince olağan bir durumun sıradanlığına yenildim ya bu yolun sonunda İşte bunu kaldıramıyorum Ah ben ne hallere düştüm Bire bin laf eklemek benim işim bile değildi Eğer olsaydı İçimde her gece çarmıha gerdiğim o günahsızın huzurunda Ağlayarak tanrıya son nefesimi emanet ederdim Ama Anladım ki Ölmek benim gibi bir zavallıya çokmuş Bu yüzden veremediğim o canı bir başkasından alıyorum Ve sana yolluyorum tanrım Hatta pişkin bir ifadeyle sırıtarak Alıp o canı benim yerime senin sarmalamanı umuyorum Nasıl ödenir böyle bir bedel Diyorum ki Kimsesiz bir mezar taşı olayım Tanrım beni çarpsın nefretiyle Binlerce parçaya bölünsün varlığım Farkındayım Bu hayat senindi Ama ben sana onu geri veremiyorum Sen de benden al bu canı bir daha da bana acıma tanrım Yak beni cehenneminde Hatta alevlerin acıdığı o kişi ben olayım Yetmezse Taş olayım toza döndür beni Savur küllerimi karanlık sularda kaybolayım Çaresizim Karanlık gecenin paslanmış yıldızlarıyla kanatıyorum ellerimi Biliyorum tanrım Bu lanet sadece benim Ve Kimselere veremeyeceğim bu hüznümü sırtımda taşımalıyım Ama Mezarını terk eden bir ceset gibiyim Yürüdüğüm yollar azapta Kaderim Ah zehirli örümceklerin itinayla ördüğü o karanlık kaderim Bırak artık beni Bırak da düşeyim Uçurumdaki sirenler çağırıyor beni Benim evim artık o cehennem Bırak beni tez elden yuvama gideyim Anlasana Kaderimin vakti dar Geçmişim gölgesi gece yarısına yaklaşmakta Bir dileğim vardı tanrım duysun diye mezar taşıma yazdığım Olmaz endişesi ile ruhumdaki son ışığı da karanlığa yolluyorum Ey beni yoldan döndüren şehvetim Ey geceye bir günah gibi yazılan lanetlenmiş ismim Keşke diyorum Keşke Unutsa beni tüm dünya Unutsa ve artık daha fazla utanmasa ruhum Kendini kandıran o zavallılardan oldum ya sonunda Bana her şey müstahak artık bunu biliyorum Ey gece Ey yıldızlar Ey kanını canını yaktığım tüm ruhlar Alın beni Alın ve o dipsiz kuyuya atın Güne hasret Ölmek için yalvaran bir zavallıya çevirin hatta Beni yakın ve yıkamadan toprağa yatırın İnanın Kendimden değil Kaderimden geçiyorum Ve diliyorum senden Affetmeden öldür beni tanrım Bak Böyle bir imkansız adına yalvarıyorum sana Düşün ki ne kadar çıkmazdayım Ahhhhhh Kudurmuş duygular içerisindeyim Gözlerim alevden bir ok Baktığım yerde cehennem çiçekleri açmakta Güllere kendi goncalarını öldürten Baharı çiçeğine küstüren bir lanet gibiyim Hangi çizgiydi aştığım Beni bu dönülmez yola sokan neydi bilmem Ama maalesef ki Sanki ben bin asırlık bir özlemle bu duyguyu beklemişim İçimde yeşeren bu ölüm Ellerimdeki bu kırmızı Damağımda gezinen bu metalik tad Ah Ah ki ah Kana susamış bir canavar gibi Kanın arzusuyla kendimden geçiyorum Ey gecenin tüm lanetli yaratıkları Duyun beni Duyun ve gelin katılın bu şölene Bir insan evladı bir iblise nasıl dönüşürmüş Durmayın haydi keyifle izleyin İşin en güzel yanı nedir biliyor musunuz Akla mantığa uyacak hiçbir bahanem yok Ben sadece içimdeki şeytanın sesine ses verdim Ve Şimdi Şeytanın bile ürktüğü bir karanlıkta yaşıyorum Çaresizim Rivayetlere sığınır oldum Sulara gömülmüş ters duran bir dünya var dediler bana Orada iyiler kötü kötüler de iyi olmuşlar Onca yalvarışa sırt dönen Tanrı aciz Yalvaran o zavallı kularsa oldukça kuvvetliymiş hatta Girsem oraya Bıraksam kendimi derin sulara Bir ölüm ile başka bir yaşama adım atsam mesela Diner miydi içimde kanayan bu yara Geriye doğru silinip gider miydi tüm günahlar Ve nihayet huzura ermiş bir ruhu taşırmıydım sırtımda Ah hayaller Ah o hikayeler yaktınız başımı Sizin yüzünüzden cehennemde bile hayal gören bir zavallıyım hala …………………. Perde kapanır… |
Hani dikte eden kötülerden kurtulmanın yolu; başka türlü münkün olmadığından, delirmek gerek, Hamlet'e göre...
Öyle ya! Geceyle gündüzün vazgeçilmez olsa da kardeşliği, tümüyle farklıdır amaçlaıkları ve yarattıkları etki...
Ve karanlığı yok edebilecek olan ancak aydınlığın kendisidir.
Tebrikler söylencesine kalemin.
Sevgiler, Black sky