FIRTINADAN GERİYE KALAN
Hava yağmurlu her damlası içime akıyor,
Buğulanan camlara yüzünü çiziyorum... Yüzün maviye dönüyor yüreğimin derininde. Mavi acılar biriktiriyorum kalbimde, En az yağan yağmur kadar ıslak gözlerim. Tarifsiz bir şey hissettiğim Kalbimde başlayıp boğazımda düğümlenen Burnumu sızlatıp gözlerimden akan Göz pınarlarımdan süzülen yağmur taneleri adeta. Bileklerimde kelepçeler dilimde kilit, Elim kolum bağlı ister kal ister git. Fırtınalar kopsun gönlümün tan yerinde ya da ayazında... Yıldırımlar düşsün yanar dağ misali avuçlarıma Avuçlarım ki bir gün bile değmedi ne saçına ne sakalına... Nefes alamıyorum, yok oluyorum boğuluyorum Kendi kendimle savaşıyorum başa çıkamıyorum Kalbinde örülmüş surlar içinde kaybolduğum fırtınalar Kayboldukça beni sana savuran tozlu bulutlar, Gözlerim nemli boşluğa dalmış düşünceli Yağmurdan buğulanan camlarda yağmur taneleri Düşlerimde yalan, dilimde lal, aklımda fikrimde bir kac kelime var savrulan; Ne kaldı ki fırtınadan geriye kalan... KELEBEK... |