Değil mi az içip bade-i yurdundan
'La havle' koştuğum mahâldir dildarın...

Değil mi avuç avuç yüz sürdüğüm
Yegâne duadır, her esma-ül varın...

Kelp'likte şan'dır şu garip gönle
Bir küçük şule yansa gözlerin kahvesinde

O ki cân otağında yek'tir adın
Yâr'i yabana ne diye sormalı?

Ayân değil mi ahvali mısranın
Ne bileyim, sandım yârin sözü bize'dir
Kelp olsa göğüste nişan bellemek gerek

*
Yeksân oldu dîl, kim demiş feza gökte
İdraki zordur gönüle , kırık bir buse konmuş dala
Bilmem ki salkım söğüte bu eza niye...
*

Nereden bileyim,
Başkasından dem vurmaktasın

Bir mısra düşürsen zârından
Öz-yurdunda gönlü mülteci kılmaktasın...

Ne gerek var od yurduna gamdan
Eline benzin almış koşmaktasın

Zahir idrakın ile batını yıkmaktasın
Başkasının rütbesi ile gönül yurdunu yakmaktasın

Bilmem uyuzluğunu kelp'liğini
Bildiğim kalbimi çiğneyip yutmaktasın

Kelp bildiğin kıtmir yegâne örnekdir ademe
Sevdayı, sılayı, yâr'i kurt düşmüş teninden sormak gerek...

Lafıgüzaf dolmuşsa huşu dolu kaba
İpekten örtünse kelâm, iğreti gelir sanki aba..!

Semayı sermiş ayağa maşallah eylediğiniz nazar
Deruni görmüş göze, sureti kayıp söz ne yazar?

Bilhassa hemfikiriz kelp iddiasında
Ancak mısranın özünü kim yazdı sormak gerek?

Varsın kaşındırsın bu uyuz yara bizi
Gülümseriz, biliriz ki bir vahşi diş izi...
Vasfı, kisveden ayırt etmek gerek...

Tân eylemek değildi nazirenin kast'ı
Zahiri, batından bilmemek gerek...

Eğlenmeye mahâl arar durur mısra
Madem görklüdür, sevdaya şahit ne gerek...

Kelp olmuşsa maşuğun gönlü
Sevdayı mısradan çıkarmak gerek...
Değilse bu nice kelplik olsa gerek

Lisanı başkadır haleti ruhiyenin
Kudreti başka çalar, belli ki boş ciheti ulviyetin

İkrar verilmişse gönül yurduna hicret gerek
Yoksa ar edip, hiçi var etmemek gerek...

Gayr-ı yoktur hakikâte barikat
Hakkı hakkıyla gözetmek gerek...

Bahane çoktur yola revân olana
Dün öptüğün kabı pis etmemek gerek...

Gör ki ne der mısranın dili
Boş zırıltıya kulak asmamak gerek?

Ne ola ki kaldırıldı dün hatmettiğimiz cevher
Zarı kovalayıp, maşuğa kast etmemek gerek

İki küçük alem varsın kurulsun divana
Her ettiğini hak bilmemek gerek...

Aşiyâna ne hacet izahet
Kelplik odur ki gark olup riyaya
Varamadığı diyardan kuyruğunu kıstırıp kaçsa gerek...

Şifa diye koştuğuna eylemezse kıt'a nazar
Her söz kırbaçtır da arsıza yağmur ne yazar?
Edebiyata ahvalimiz öyle yazılsa gerek...

Bir tuştur iş görür, lüzumsuz yüz görünmez olur...
Kazaya gerek yok, icraati vaktinde ifa gerek...

Dün hû eylediğine yarın yuh dersin
Ne dileyim, Mevla herkese muradın versin

Şen olsun, budur kat'î temenni
Var olsun ki kimbilir ne söyler tecelli

Bilmukabele...

Esen kalın
🍀

Gönül derdi dünya gaylesine denk olmasa gerek
Bizi iki ayak üstünde tutan'a iki cihan şükür gerek

Balık baştan kokar bunu bilmek gerek
Her kelp'in peşinden şifa diye koşmamak gerek .

Ta'n eyleme otağımızda ey dil !
İltifatıma uçmak gerek
Uyuzluğa ise gerekmez hüccet

Ağırdır yükümüz,belî
Ok yaydan çıkmışsa
Bize eğilmeyen kap gerek
....


Şenlik ateşi yaktınız içimizde, Üstad'ım
Döne döne yanıyoruz, ne hoş !..

Daim olun🍀

Esenlikle.

Bana aslımı sorana derim "ok atılmayanlardan"olduğumu...
Izdırabından aşinaymış haletin demek...

O şiirdir, bizi de yıllar var ki yerden yere vuran.
Ne yağız yer ne mavi gök..
Bilmeyiz; nerede doğar şafak, nerede başlar akşam.

Kaçamayız o "mutlak" aşktan...

"Sus, sus..
Ben de ızdırap çekiyorum"..

Hemhâliz demek
Hem de ezelden...

O Atsız şiiri gece uykumdan uyandırır beni; baş ucumda durur ayraçlı sayfa...gece cılız ışıkla okuduğumdur.
Gül hatrıdır şiirin kitabı dört kere okumama sebep...
Hemhâl imişiz demek...

https://youtube.com/watch?v=KKZqiEHORb0?si=Forg0Qws7XVaO9XF

Şurada dursun.

Boşalan kaplarımızı atarız 🧚🏾‍♂️

"Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin".. Atsız

Kabı doldurana boşaltıyorum, azizem
Aynı hali dilerim de sana da

Sözün ilaçtır bu eflak'a
Otağımı boş koyma yeter 🕊️

....
"Sen istedin ondan, bu gönül zorla tutuştu..!"

Yarı ömrü hiç'e götüren Yaman hal nedir katbekat malumumdur, refika ...
Dedim ; Bu haldir kalemi yürüten on beş bin diyar.
Nimettir lakin; beşer çıkınca aradan Kalpte kendi zuhur etti aşk'ı Yaratan!
Daim ve ebeden baki aşk ile refikam.

Tas'ın silme doluysa aktar tasıma taşmasın, noksanlaşırsa geri benden alırsın...

"Bilmem ki bu ateş ne biçim bir korla tutuştu.."

Yamandır hâlım..
Ahvâline düşmesin öylesi...


Daim ve ebeden, özge can 🕊️