1
Yorum
11
Beğeni
4,3
Puan
346
Okunma

Beş gümüş için altı altın ödemişler
Öyle bir dokuz ay geçmiş ki
On düğün olmuş on bir bebek doğmuş
Kitap aramışlar kabuksuz
Anlamamak için
Üç beş ağaç asmışlar
Akşamın ışıklarında
Sırf cennet çiçeği olan bulutlara inat
Yolların yorgun
Ayakların pamuk çağında
Ah. dostum bunlar böyle et kemik yığınları
Aynada ki karanlık körlük
Dışarıda imarsız topluluklar
Zürafa gezdiriyorlar
Herkes, hayvanlara kitapları koklatıyorlar
Aşağıdan kadınlar geliyor
Güzellikleri onlardan önce
Parlıyorlar, yanlarında atları
Sanki gitmek için bilmelere
Ellerinde buğdaylar
Sargılı kalemler
Niye öyle dağ gibi dururlar
Peygamber mi arıyorlar
Sesin çoğu yüksekten boğuk gelir
Desibel tutkunu onlar
Ellerinde yeni pantolonlar
Yeni etekler
Yeni doğurma teknikleri taşlara yontulmuş
Aralarında hiç tohum görmedim
Bir yerlere sessizliği ekecekler belli
Peşlerindeyim oysa
Karışmalıyım o yalın yalnızlığa
/..
5.0
75% (3)
2.0
25% (1)