Ferah Vuslat
Bakışlarının esrarında gizliydi
o gizli rüyam, ki sen belki anlayamadın ama , benim dünkü davamdın tarih öncesine dayanan. Yıldızsız İstanbul mavisine inat seviyordum seni hiç korkmadan . Martıların denizlerde rızıklarını araması gibi , Galatada balıkçıların şafak vakti dudaklarından düşürmediği efkârlı sigarası gibi bekledim seni.. aradım seni... unutmadım seni.. .. Umut bir huzura ve sevgiye dair sabırsa ve sükunetse , gelecekse eğer tan yeri agirmadan dik kaldırımlı yokuşlarda , güneşle beraber vuracaksa yüzüme senden bir esinti , sahibini arayan gözlerin görecekse beni bir daha , ben zaten senle geleni hep beklemekteyim... Ve sözler duyulmayan bir fisıltı nazarında da olsa , yine de beklerim seni sevgili . ... zaman dediğin sevgili şu fani dünyada artık bi çoğumuz için önemsiz . hele ki bazıları için bilinçsiz . Aslında bakarsan ben de , sen de beklettiğimiz umursamadığımız ve defalarca yara alan yollarımızı, darbe yiyen köprülerimizi, yüreklerdeki yakarışlarımızı, sahipsiz düşlerimizi bu zaman girdabında hain !! ciğeri beş para etmezlerin nazarına ve onların kıyasına bıraktık... Düşünmedik Sevgili . .. Artık yarını olan bir düş yorganı sermek istiyorum üzerimize . Belki de biz bu yüzden üşüdük, yorulduk sevgili.. Sahipsiz gecelerde avuçlarımızın terlemesi , gözlerimizden akan bir damla yaşın hazana ermesi , yeniden bir doğuşun kehanetimiydi ? Yoksa bir vuslatın habercisimiydi? Belki de yine yeniden okuduğumuz sayfalar arasında dolaşmak , kelimeler arasında bulduğumuz Seni sevi-yorumları tekrar işlemek benliğimize, nefesimize , silüetlerimize... .. Bakışlarının esrarında gizliydi benim o gizli rüyam. artık anlamalısın ki ne rüya ne de bir hayal bizimkisi... İlkveson... |