Ayaküstü sayıklamalardağın yamaçlarına yaslanan emanet günler dikenli otların uğultusuna büründü çağıldadı sevdam canımda açan düşlere herşey kendi şarkısıyla seslendi ağaçlar,kuşlar hep rüzgarın renginde uyudu karanlığın rüyasına gece tenimde öfkeyle gülümsedi kurşun bakışlı gün artığı nakışlar ufkum soğuk terlerini boşalttı denize/ denizler benimle yürüdüler uçarı duygulara bir yanım uzak bir yanım tuzak sızlandı yolculuğun bağrında elveda özlemlerimde açan mavi çiçekler elveda kirazlardan küpeler takan çocuklar aç ve deli yorgunluğum yönelirken kayalara suçlu gibi günleri saydı kıyamet ne zaman geleceksin ikindi vaktine sevdiğim içimde ağlayan baharları asacağım güneşe bak şu ceylanın güzel gözlerine gizleniyor yeşile karışık anılar acının tozunu yutmuş yedi kat günahlar dizlerinde duaya duruyor tarihler kadar yalnız sessizliğim mosmor hüzünlerin parmaklarında durma her sabaha eksilen yanlarıma başını daya tanı çocukluğumu yaşamdam çalarak sensizliğimi varlığına kıstırılmış duygularda gök uykusuz şahittir cinnetlerde boğuştuğum çığlıklar önce aşk vardı önce sen adımlarımda ve ölüm öylesine güzel bakarken uçmaya hazırdım gün batımı aynaların ağzında huysuz rüzgarların tersyüz gözlerine eserek göçer gölgem tara titrek ellerinle saçlarımı ki dili olmayan tenhalığa yatsın buluta sığınamayan hayaller acı çekiyor nasır yüreğim uzaklarda/ uzaklara kurarım saatleri ben de sevaptan bir zamandan usulca gir koynuma gece kapatsın kendini bize yoksa cehennem telaşı deli ay bölecek yalnızlığımızı değerse dişleri göremezsin gözlerimde seni ayaza tutar alır da yüzümü sonra ..... |
Daha çok kurdelalar alman umuduyla