Şahlar gider zeri kalır!
Zaman zamanı tüketti, bir nefeste geçip gitti
Belinden kırdılar gülü, ne diken ne harı kaldı Kavak yeli esti bir dem, hazan bizi seçip gitti Bülbül tedirgin bağından, içinde bir zarı kaldı Ne baharı tattı ömür, ne gül açtı bağımızda Hasret yediveren oldu, dal dal açtı dağımızda Düşler vurgunda yoruldu, kan revan dır çağımızda Tavuk kovulmuş anbardan, düşünde o darı kalmış Zizcir paslandı umutta, umut ahu zarda şimdi Sevdalar yürekte saklı, yürekler al korda şimdi Devran tüketti gülleri, gülizarın darda şimdi Güvercin tutsak kafeste, bir kemik bir deri kalmış Tükenmez denen bu ömür, iki nefes arası mı Gönüle açılan yara, Müjganların yarası mı Koy postanı, gör restini ağlamanın sırası mı Yarayı zaman kapatmış, canda yara yeri kalmış Hanlar, hamamlar edinsen, üç metrelik bezin kalır Sahne , ışık, alkış derken, giderken bir sazın kalır Gönül kırıp gitme sakın, kalırsa hoş sözün kalır Şahlar, padişahlar gitmiş, sandıklarda zeri kalmış. Dostum dilin alışmasın, yuva yıkar yalanların Ardından beddua döker, sen giderken kalanların Musallana uğramazlar, sevip alkış çalanlarrın Doğrular talan edilmiş, ol zamanda şeri kalmış H. Işık. 6/9/21 |
Yüreğine kalemine sağlık