Yalan dünyanın sırlarına asla erilmez
Seneler bir gün gibi geçer göze görülmez
Sağlık bir canlıdır ki öldüğünde dirilmez
Davetsiz misafirdir gelir gitmez yaşlılık !..

Pürüzsüz yüzümüze saçlar çizer nakışlar
Kaşlar yay misali;parlaktı ceylan bakışlar
Nerede mekan tutar artık nerede kışlar
Uykuya da düşmandır gece yatmaz yaşlılık !..

Gençlik elden gitti açılan bir fal gibi
Yalnız kaldın kurumuş çınarda tek dal gibi
Düşündükçe gençliğini ağlarsın sel gibi
O kadar cimridir ki, mendil tutmaz yaşlılık !..

Ruhun çocuk gibi;her gördüğünden istersin
Vaktinde çok yiğit delikanlıydım da dersin
Geçince o devranın sanatsız bir esersin
İstediğin rolü yap alkış tutmaz yaşlılık !..

Yalvardın yakardın Mevla’ya istersin çocuk
Tekkeleri gezersin bağlarsın mavi boncuk
Bir de dilek olursa kan akar oluk oluk
Kestiğin kurbanları artık gütmez yaşlılık !..

Emek verip büyüttün hani oğul ile kızın
Düzen bozuldu işte çalmıyor artık sazın
Tadı kalmadı ne baharının ne de yazın
Gün gelir günü güne mutlu katmaz yaşlılık !..

Sığmaz oldun bak;ne oğul ne de kız yanına
Derler;şartlar zor bakamayız asla biz sana
Derler ki sen mutlu ol karışma ama bana
Huzur evi son durak uzar bitmez yaşlılık !..

16/06/2008
Asûde Fatma Erbaş

Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu,
o milletin yaşama kudretinin en önemli kıssasıdır.
Mazide mukdedirken bütün kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı
minnet hissi duymayan milletin istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur.
M Kemal ATATÜRK