Dünler ve düşler ne çabuk yer değiştiriyor
Dünün yarını bugün olurken
Geçiyor mevsimler

Oysa daha dün gibi
Bayram havasındaki sabahların o heyecanı
Sıcak ekmek kokusu
Kulağımda o tanıdık sesler
Penceremde beyaz güvercin

Ne umutlarım paslı
Ne düşlerim
Kanatlarım pembeden
Ak düşmemiş henüz
Korkusuz , her şeyi yapabilme gücüne sahip
Elimde uçurtmam

Hayallerim gök kuşağı gibi renkli
Savaşları bizden çok, çok uzakta sanırken
Tanımaya başladım yavaş yavaş hayat savaşını
Her gün bir yenisi eklendi
Kimini kaybettim kimini kazanırken
Azar azar yitirdim güzel olan o renkleri
Bazende kaybettim umudu, güveni

Sendeledim, yenildim, yenilendim
Şaşkın, ürkek seyrettim

Boyalı vitrinler, süslü taşlar ve hayaller
Ne kadar renkli ne kadar göz alıcı
Tıpkı film afişleri gibi
Herkesin düşleri doluydu oysa
Bahar mevsimi bu ya, her çiçek başka güzel açıyordu
Aşk sevgi kelebekleri kanat çırpıp uçuşuyordu

Yazın sıcağında
Maviler sonsuz
Haziran geceleri uzun
Yıldızlar, yakamozlar
Ağustos böcekleri
Kıpır kıpır bir şarkı gibi

Gitmeyecek sanılırken giden o göçmen kuşları
Yaklaşan sonbaharın habercileri
Soluyordu renkler bir bir
Çalarken kapıyı sarı sıcak bir ayrılık
Dökülen her yaprakla gönül sandığına kaldırılan anılar
Gülüşler, dokunuşlar, hüzünler
Düşlerin yerlerini alıyordu

Çıkarılan renkler, eksilen düşler
Değişen mevsimler dün müydü
Halen burnumda o sıcak ekmek kokusu
Yüreğimde nakşolan izler
Ne zaman değiştiler

Ben dünyaya sığmaz iken
Ne zaman?
Hangi saniyeye takıldı uçurtmam
Kanatlarım kırık
Aylardan aralık
Düşüyor beyaz beyaz
Her kar tanesi
Değdikçe yakan
Boğazımda inci gerdanlık şimdi