Aşağıda 1,500,000'dan fazla şiir başlıkları arasından "OSMANLI" terimini içeren şiirler listelenmektedir. OSMANLI ile ilgili şiirler "kayıt tarihine" göre listelenmektedir.
Şiirlerin "OSMANLI" ile ilgili alakalı olup olmadıkları sistem tarafından otomatik belirlenip içinde aradığından konu dışı bazı şiirler listelenebilir.
OSMANLI ile ilgili "
200
" şiir aşağıdadır.
Osmanlı Adaleti evrensel bir adalet olarak tarihe geçmiştir. Hiçbir devlet Osmanlı Devleti kanunlarını ve yargı teşkilatlarını adil ve adil yargılamaya sebep olduğu için örnek almamıştır. Türkiye Cumhuriyeti bu kanun ve teşkilatların adil olmadığını adil yargılamaya sebep olamayacağını ileri sürerek Fransız Anayasası, İtalyan Ceza Kanunu, İtalyan Ticaret ve Borçlar Hukuku, İsviçre Medeni Kanunu kabul edip Türkiye’de uygulamaya koydu. Bu kanunlar Atatürk İlke ve Devrimlerinden kabul edildi. Osmanlı Adaleti kanunlarının ve hukuk kurallarının iyi olması demek olmadığı halde niçin bir Osmanlı Adaleti siyasi edebiyatta bunca çok yer alıyordu? Uygar devlet ve şehir yönetimlerinin Barbar kavim istilalarından kaynaklanan bir sıkıntısı vardı. Osmanlı Devleti ateşli silahları kullanarak bu Barbar Devletleri tarihten kaldırabiliyordu. Roma İmparatorluğu Barbar kavimlerin istilasını durduramıyordu. Cengiz Han ve Torunlarının kuzey Avrupa’yı işgalini, Arapların, Akkoyunlu ve Selçukluların Anadolu’yu işgalini, Memlukluların Ortadoğu’yu işgalini, Arapların, Cebelitarık, İspanya ve Fransa’yı işgalini durduramıyordu. Osmanlı Beyliğinin Edirne’yi başkent yaparak bir Balkan Devleti kurmasına engel olamamıştı. Roma Devleti de Osmanlı Devleti ve hukuk kanunları ve teşkilatları adalet dağıtmıyordu. Sadece Barbar Kavimlerin istilasından korunma garantisi verip şehir devletlerine Cumhuriyet Teşkilatlarını kurma, kendi kanun ve adalet kararlarını verme hakkını veriyor cezaları uygulama hakkı ise Romalı askerlere aitti. Hem Hıristiyanlar hem Yahudiler Roma İmparatorluğunun güvencesi altında üretim yapma, ticaret yapma, ticaret için güvenli serbest dolaşım hakkına sahipti. Roma Devleti halifelik hakkı olarak gördüğü bu görevleri ilk zamanlar ifa ediyordu. Ama artık edememiş Barbar Kavimler her yere yayılmıştı. Osmanlı Devleti bu Barbar Kavimleri ve Devletleri yok ettiği, ilerlemelerini durduğu için Osmanlı Devleti adaleti Barbar Kavimleri yok etme siyasası olarak kabul görmüştür.