Aşağıda 1,500,000'dan fazla şiir başlıkları arasından "Hikayeler" terimini içeren şiirler listelenmektedir. Hikayeler ile ilgili şiirler "kayıt tarihine" göre listelenmektedir.
Şiirlerin "Hikayeler" ile ilgili alakalı olup olmadıkları sistem tarafından otomatik belirlenip içinde aradığından konu dışı bazı şiirler listelenebilir.
Hikayeler ile ilgili "
307
" şiir aşağıdadır.
Mergen çadır çevresinde, kısa yürüyüşler yapıyor, bir an önce eski gücüne kavuşup, Bedirgen Bey’inde gördüm dediği “ Kar ” adlı atı yakalayıp, bir an evvel Obasına, sevdiğine dönmek istiyordu. Ne var ki, Göklen boyunun beyi Hıdır Bey’in eşi Gülşad hatun, kendi obasına dönmüş, oğlu ATA’ ya, Çemen kızı anlata anlata bitiremiyordu. “Ben çok beğendim, seninde beğeneceğinden eminim” diyordu. Ata bey’de meraklanmıştı. Nasıl bir kız bu böyle diye onu düşünmekten kendini alamıyordu…Aradan 15-20 gün geçti. Ata bey yanına sağlam 10 kadar alp alarak, Ava gitme bahanesiyle Obasından ayrılıp, Yomut Obasına geldiler. Gelirken vurdukları avları da, onlara verdiler. Kıvanç Bey’e Hıdır Bey’in oğlu Ata Bey’in geldiğini bildirdiler. Ata bey huzura çıktı. Akşam yemeğini beraber yediler. Bu arada Ata Bey’de, Çemen’i görme fırsatı buldu. Böylesi bir güzel bu güne kadar görmemişti. Çemen için ne dedi, ne söyledi bakalım…..
Böylece aradan bir ay daha geçti. Mergen yaylada iyileşmeye çalışıyor, MEHRİ etrafında pır dönüyor, hiç yanından ayrılmıyordu. Mergen Alp onun bu yoğun ilgisini fark etse de, misafir olduğu için bir şey diyemiyordu. ÇEMEN’in annesi GUNÇA hatun kızının durumuna çok üzülüyor, MERGEN ALP’in öldüğünü düşünüyor ve ÇEMEN’i de inandırmaya çalışıyordu. Hem ÇEMEN ne zamana kadar böyle kalacaktı. MERGEN ALP Bötün dağın yaylasında yavaş yavaş ayağı üzerine basmaya başlamış, yaralanmasının üzerinden tam 2,5 ay geçmişti. Göklen Boyunun Beyi HIDIR BEY ile eşi GÜLŞAD hatun KIVANÇ Bey’i ziyarete geldiler. Yenildi, içildi konuşuldu ve GÜLŞAD Hatun, ÇEMEN’i pek beğendi. Oğlu ATA Bey’e onu istemeyi planlıyordu. Ama önce Ata’ya Çemeni anlatması ikna etmesi gerekiyordu. Buna rağmen ÇEMEN’in annesi GUNÇA Hatun’a oğlundan bahsetti. Düşüncesini de anlattı.
Angeldi ve Seyit Nur alp, Obaya döndüler. Onları büyük bir sabırsızlıkla bekleyen ÇEMEN, n’oldu, MERGEN nerde ? diye sordu. Beş Alp’inde başı önde “Hiçbir haber, hiçbir iz bulamadık” dediler. Çemen bayıldı. Hemen çadırına götürdüler. Haberi alan KIVANÇ Bey de çadıra gelerek, Alplerden bilgi almaya çalıştı. Mergen ise tüm bunlardan habersiz BEDİRGEN Bey’in çadırında yaralarının iyileşmesini bekliyordu. Bedirgen Bey’in kızı MEHRİ Gelen Alplere yalan söyleyerek onları başka tarafa yönlendirmişti. Çünkü MERGEN ALP’e aşık olmuştu. Onun ÇEMEN’e dönmesini istemiyordu. Oysa Çemen karaları bağlamış, ağıtlar yakıyordu sevdiğinin ardından. Şöyle diyordu ÇEMEN….
Çemen’in görüştüğü, Angeldi ve Seyit Nur Alp, Kıvanç Bey’in otağına giderek, “kar” atı aramaya giden MERGEN Alp’in Altı aydır dönmediğini, merak ettiklerini, yanlarına 2 alp 3 alp daha alarak, Mergen Alp’i aramaya çıkacaklarını söyleyerek izin istediler. KIVANÇ Bey’de aramanın uygun olacağını “gidip arayın” talimatını verdi.
“”Mergen Alp, “KAR” atı yakalamak için uğraşırken, yamaçtan atı ile birlikte yuvarlanmış, başını bir kayaya çarpmıştı. Onu yaralı ve baygın haldeçoban BEDİRGEN bey ve ailesi bulmuş, yayladaki çadırlarına taşımışlardı. Yaralarını sarmışlar ve iyileşmesi için her şeyi yapıyorlardı. ÇEMEN ise altı aydır dönmeyen MERGEN ALP’in yakın arkadaşları ANGELDİ ve SEYİTNUR ALP’i bularak MERGEN ALP’i çok merak ettiğini, gidip aramalarını istedi. Seyitnur ve Angeldi Alpler yanlarına 3 alp daha alarak Mergen Alpi aramaya çıktılar”” Çemen ümitsizdi. İçi içini kemiriyordu. Şöyle diyordu sevdiğinin ardından…
“”Günler günleri, aylar ayları kovalıyor, MERGEN ALP bir türlü “kar” atı bulup yakalayamıyordu. Derken sabahın ilk ışıkları ile Bötün dağ*ın eteklerinde bir gözenin yanında “KAR” atı gördü. Atlar onu fark edince birden yamaçlara doğru koşmaya başladılar””
“Aradan birkaç ay geçmesine, havaların soğumasına rağmen, “KAR” adlı, Kıvanç beyin atını aramaya çıkan MERGEN alp’ten henüz haber yoktu. Çemen’in yüreğine bir acı çökmüştü ve şöyle sesleniyordu yollara bakıp”