Ateşten Doğuşun Hikayesi
Bu, sadece bir Mareşalin biyografisi değil; bir idealin, bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun romanıdır.
Mustafa Kemal. Bir liman şehri olan Selanik’in tozlu sokakları...
Gizli Bir Başlangıç Selanik'e dönen Mustafa, Mülkiye Rüştiyesi'ne (sivil ortaokul) yazılmıştı. Ancak zihninde askerlikten başka bir şey yoktu. Askeri üniformanın cezbedici gücü, disiplini ve düzeni, onu adeta mıknatıs gibi çekiyordu. Annesi Zübeyde Hanım ise bu fikre şiddetle karşıydı. O, oğlunun asker olmasını istemiyor, bir paşanın kılıcının gölgesinde yaşamasından korkuyordu. Mustafa’yı bir memur, daha sakin bir hayata sahip bir bürokrat olarak hayal ediyordu. Annesinin endişelerine rağmen Mustafa kararını vermişti. 1893 yılıydı. Annesinden habersiz, Selanik Askeri Rüştiyesi (ortaokul) sınavlarına girdi. Sınavları başarıyla kazandı. Askeri okulun kapısından girdiği an, Mustafa'nın hayatı tamamen değişti. Ağır üniforma, ona hem yeni bir kimlik hem de ait olduğu yeri hissettiriyordu. Ancak annesi için bu, büyük bir hayal kırıklığıydı. Mustafa, ilk ve son kez, kendi kaderini çizmek için annesine karşı gelmişti. Matematik ve "Kemal" Adının Doğuşu Askeri Rüştiye'de Mustafa, zekası ve öğrenme hızıyla kısa sürede öne çıktı. En çok parladığı derslerden biri Matematik'ti. Bu dersi veren öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi, genç öğrencisindeki yeteneği, azmi ve kıvrak zekâyı hemen fark etti. Bir gün, ders sırasında Yüzbaşı Mustafa Efendi, genç öğrenciye dönerek şöyle dedi: "Oğlum Mustafa, senin zekân ve yeteneğin benden bile ileride. Artık ikimiz de aynı adı taşıdığımız için, karışıklık olmasın. Senin adın bundan sonra, Kemal olsun. Mükemmellik, olgunluk... Sana yakışır." Bu an, onun kimliğine atılan ilk resmi imzaydı. Artık o, sadece Mustafa değil, Mustafa Kemal’di. Bu ek isim, onun doğuştan gelen adının yanına, azim ve yeteneğiyle kazandığı bir sıfat olarak eklendi. Manastır’da Fikirlerin Ateşi Askeri Rüştiye'yi bitirdikten sonra, 1896'da yolu Manastır Askeri İdadisi’ne (lise) düştü. Selanik'ten çok daha büyük, köklü bir askeri eğitim merkezi olan Manastır, sadece harp sanatını değil, aynı zamanda hürriyet ve isyan fikirlerinin de merkeziydi. Mustafa Kemal, burada Ömer Naci gibi arkadaşlarıyla tanıştı. Ömer Naci, ateşli bir şair ve hatip'ti. Onun etkisiyle Mustafa Kemal, sadece askeri taktiklere değil, edebiyat, tarih ve felsefeye de yöneldi. Özellikle Namık Kemal ve Tevfik Fikret gibi vatanperver şairlerin eserlerini gizli gizli okuyor, İmparatorluğun içinde bulunduğu çaresizliği sorguluyordu. Mustafa Kemal'in zihninde, baskıya karşı duran, özgürlük isteyen ve vatanın geleceğini düşünen bir aydın portresi şekilleniyordu. Ders aralarında, arkadaşlarıyla imparatorluğun sorunlarını tartışıyor, çözüm yolları arıyordu. Askeri disiplinin katı kuralları altında bile, eleştirel düşüncenin tohumları atılıyordu. O sadece bir asker adayı değil, aynı zamanda gelecekteki devrimci bir liderin taslağını çiziyordu. Mustafa Kemal, Manastır’da sadece bir askeri rütbe değil, aynı zamanda fikri bir rütbe de kazanmıştı. Onun için artık vatan, sadece haritada bir yer değil, uğruna mücadele edilmesi gereken bir idealdi.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.