Yağmurun sessiz melodisi altında yolları kesişen iki yabancı… Necla, küçük kasabaya yeni tayin olmuş genç bir doktor; Kerem ise huzur veren, kendi halinde bir yazar. Tesadüfi karşılaşmaları, geçmişin ...
Kasaba küçük olduğu için, yeni gelen herkes dikkat çekerdi. Necla’nın kliniğe gelişi de kısa sürede herkesin diline düşmüştü. Sokakta yürürken insanların bakışlarını hissediyor, fısıltıların arasında kendi adını duyuyordu. Bazıları onu merakla izliyor, bazıları ise mesafeli bir tavır sergiliyordu.
Öğleden sonra kliniğe yaşlı bir kadın geldi. Hafif bir öksürük ve yorgunluk şikâyetiyle oturdu. Necla dikkatle muayenesini yaptı, ilaçlarını yazdı. Kadın teşekkür ederken, gülümseyerek sordu:
“Kasabamıza hoş geldiniz, doktor hanım. Umarım burada uzun süre kalırsınız. Ama dikkat edin, bu kasaba çok sessizdir… bazen fazla sessiz.”
Kadının sözleri Necla’nın içine işledi. Fazla sessiz… Ne demek istemişti?
Akşamüstü, yağmur tekrar hızlandı. Necla klinikten çıkarken şemsiyesini açtı ve caddede yürümeye başladı. O sırada, karşı kaldırımda Kerem’i gördü. Siyah montunun cebinde elleri, başı hafif öne eğik, yağmur damlalarının altında dalgın dalgın yürüyordu.
Necla bir an tereddüt etti, sonra seslendi: “Kerem Bey!”
Kerem başını kaldırdı, gözlerinde uzak bir düşünce vardı. Necla’nın gülümsemesini görünce yüzü yumuşadı. “Merhaba, doktor hanım. İlk gününüz nasıl geçti?”
“Yoğun ama güzel. İnsanlar biraz mesafeli, ama… alışacağım.”
Kerem bir an sustu, sonra alçak bir sesle konuştu: “Kasaba böyledir. Sessizliğiyle insanı içine çeker. Ama bu sessizliğin içinde bazen saklı fırtınalar vardır.”
Necla şaşkınlıkla baktı. “Siz… neden böyle söylüyorsunuz?”
Kerem gülümsedi, ama gülümsemesinde gizli bir hüzün vardı. “Ben sadece… bu kasabanın bir yazarıyım. Fazla şey bilmem, sadece gözlemlerim. Belki de fazla kitap okuyorum.”
Yağmurun altında, o an Necla’nın kalbinde bir his doğdu: Kerem’in içinde gizlenen bir sır vardı. Onu merak etmeden edemedi.
Ve Necla fark etti ki, bu kasaba sandığından daha fazla hikâye barındırıyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.