SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Khaalid, köyün girişindeki patikada annesiyle birlikte yürürken, boş sepetini sımsıkı tutuyordu. Gölden dönerken gördükleri gözlerinin önünden gitmiyor; rüyasında gördüğü ışıklı leoparın sesi hâlâ kulağındaydı:
"Senin unutulmuş hikâyeni, sadece kalbiyle dinleyenlere anlatacağım." Bu ne demekti?
Tam o sırada, babası ve dedesiyle karşılaştı. Babasının kaşları çatık, dedesinin bastonu her zamankinden daha derine toprağa gömülmüştü. ”Ne o, balıklar mı seni yakaladı?” dedi babası, sesinde öfkeye bulanmış bir şaka. Ama Khaalid’in boş sepetine ve solgun yüzüne bakınca sözleri yarım kaldı. ”Bir şey olmuş gölde,” dedi Khaalid, sesi neredeyse fısıltıya dönüşerek. ”Sular çekilmiş. Balıklar ölmüş. Ko'ralar susmuş.”
Babası bir an sustu, sonra hızlı adımlarla göle doğru yürüdü. Dede, ağır ağır peşinden geldi. Sazlıkların arasındaki patika, bir zamanlar suyun şen şakırtısıyla doluydu; şimdi ise sadece kuru otların hışırtısı duyuluyordu.
4.1. Göle Gidiş
Yolda, birkaç komşu daha onlara katıldı; kimse konuşmuyordu. Gölün kıyısına vardıklarında, gerçek, bir bıçak gibi kalplerine saplandı. Khaalid’in sözlerinin haklılığı bütün çıplaklığıyla ortadaydı: Su geri çekilmiş, kıyıdaki çamur çatlamış, ölü balıkların kokusu havayı ağırlaştırmış, sazlıklar devrilmişti. Khaalid, babasının yumruklarını sıktığını gördü; dedesi ise bastonuna dayanmış, göle bakıyordu. Sessizlik, herkesin üzerine bir yük gibi çöktü.
Göl, artık bir su yığını değil, bir kayıp anlatısıydı. Khaalid, sazlıkların arasında bir kurbağa aradı, ama yoktu. Ko’ra’lar da gitmişti. Ne bir vıraklama ne bir sıçrayış. ”Neden böyle oldu?” diye sordu, sesi gölün durgun yüzeyinde yankılanarak. Kimse cevap vermedi. Babası, sadece başını çevirip uzaklara baktı. Khaalid, bir şey söylemek istedi, belki rüyasını anlatacaktı ama kelimeler göğsünde sıkıştı.
4.2. Dedenin Yağmur Duası
Köye döndüklerinde, dede sessizce konuşmaya başladı. ”Eskiden böyle olduğunda dua ederdik,” dedi, sesi yılların ağırlığıyla dolu. ”Toplanırdık. Kadın, erkek, çocuk. Ellerimizi semaya açardık. Gökyüzü bizi duyardı.” Köylüler, dedenin sözlerine kulak verdi. Gün batarken, Kısa sürede herkes köy meydanında toplandı. Ateş ortada yanmaya başladı. Köyün ortasında bir çember kuruldu. Yaşlılar öne geçti, gençler sessizdi. Annesi, Khaalid’in elini tuttu. Ama onun gözleri ateşte değil, gökyüzündeydi.
Dede, bastonunu toprağa saplayarak gökyüzüne baktı. ”Ey Sahra’nın ruhu, ey göğün cömert eli,” diye başladı. ”Bize suyunu bağışla. Toprağımıza nefes ver. Çocuklarımıza bereket sun. Toprağımız susuz kaldı, çocuklarımız gölün sessizliğine hapsoldu. Sesimizi duy. Rüzgârını geri gönder, yağmurunu hatırla…” Köylüler, ellerini açıp dualara katıldı. Khaalid, annesinin titreyen dudaklarını gördü, babasının gözlerinin gökyüzünde kaybolduğunu fark etti. Ama rüzgâr bile kıpırdamadı. Gökyüzü, taş gibi suskundu.
4.3. Bir Sessiz Yanıt
Akşam olduğunda, köy hâlâ gökyüzüne bakıyordu. Çocuklar, umutla bulut arıyordu, ama mavilik değişmemişti. Khaalid, dedesinin gözlerini kapattığını gördü; belki eski Sahra’nın yeşil günlerinden, gökyüzünün şarkı söylediği zamanlardan bir cevap bekliyordu. Ama o gökler, artık başka bir diyara aitti.
Khaalid, annesinin elini bırakıp ateşin yanına oturdu. Gölün sustuğu, balıkların öldüğü, kurbağaların kaybolduğu bugün, çocuk kalbine bir soru kazınmıştı: "Sahra, neden onları terk etmişti?" Ateşin çıtırtıları, geceyi doldururken, Khaalid’in gözleri gökyüzüne kaydı. Ve o an, ilk kez, yıldızların bile soluk göründüğünü fark etti. Rüyasında gördüğü ışıkla dolu o leoparı düşünerek iç geçirdi. Belki, o başka bir zamanın elçisiydi. Khaalid o gece bir karar verdi: Suyu kalbiyle dinleyecekti. Gökyüzü, çölün en katı mavisiyle örtülmüş; güneş, neşeyi değil yakıcı bir bekleyişi doğurmuştu. Bu bekleyiş kaç bin yıl sürecekti?
4.4. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara: “Nil-7… O kadar çok soru var ki içimde. Göl neden onları terk etti? Su neden çekildi?”
Nil-7: “Belki göl terk etmedi, Sahara. Belki insanlar dinlemeyi unuttu. Su, bazen konuşmaz. Çünkü sözlerini sadece kalbiyle dinleyenler duyabilir.”
Sahara (kafasını eğerek): “Ama Khaalid dinledi. Rüyasında bile dinledi. O zaman neden cevap gelmedi?”
Nil-7: “Çünkü bazen cevap, hemen gelmez. Bazı sorular büyümek ister, bazı dualar yolculuk eder. Gökyüzü bazen uzaktır; ama uzak olmak, duymamak demek değildir.”
Sahara: “Ya dede? Onun duası da mı yetmedi?”
Nil-7: “Dedeler, geçmişin sesiyle dua eder. Onların sözleri göğe tanıdıktır. Ama bazen gök bile düşünmek ister. Cevaplar, sessizlikle gelir Sahara. Tıpkı yıldızların ışığının çok sonra ulaşması gibi.”
Sahara: “Khaalid neyi fark etti o gece? Ateşin başında… neden karar verdi?”
Nil-7: “Çünkü o artık sadece bir çocuk değildi. O artık suyun dilini öğrenmek isteyen bir hikâye taşıyıcısıydı. Ve belki… yeni bir çağın habercisiydi.”
Sahara (sessizce): “Suyu kalbiyle dinlemek… Zor mu Nil-7?”
Nil-7: “En zor olan bu. Çünkü kalp, bazen kırık olur… bazen korkar. Ama en saf dinleyici odur. Su da bunu bilir. Ve ancak böyle biriyle konuşur.”
Sahara: “Ben de bazen bekliyorum, bir şeylerin değişmesini. Ama yağmur gelmiyor.”
Nil-7 (yavaşça): “Yağmur her zaman buluttan düşmez, Sahara. Bazen bir karar olarak düşer. Bazen bir gözyaşı olarak. Bazen de bir hikâye olarak…”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.