SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Venüs’ün kalın bulut tabakasının üzerinde, altın rengi ışıklar arasından devasa bir gölge belirdi. Kurtarma gemisi Aurora, ağır ağır yaklaşıyordu. Gövdesindeki iniş iticileri, bulutları dalgalandırıyor; aşağıda, sığınak modülünün dış yüzeyindeki karbon nanotüp zırh hafifçe titriyordu. Modülün içinde, Nalan ve Okan nefeslerini tutmuş pencereden bakıyordu. Yanlarında hayatta kalmayı başaran diğer mürettebat sessizdi. Sessizlik, korkudan değil, yaklaşan kurtuluşun ağırlığındandı. Geminin kaptanı Leyra’nın sesi, modülün içindeki hoparlörlerden yankılandı: “Zephyra kurtarma ekibi, sizi görüyoruz. 120 saniye içinde kenetleneceğiz. Birazdan evinize dönüyorsunuz.”
Hafif bir sarsıntı… Sonra metalin metale temas eden tok sesi. Modül, Aurora’nın gövdesine güvenle kenetlendi. Dış bağlantı kolları kilitlenirken iç hava kapıları açıldı.
Bir anda, haftalardır üzerlerinde taşıdıkları sıcaklık ve yüksek basınç hissi hafifledi. Serin ve temiz hava, sığınak modülünün içine doldu. İnsanlar derin derin nefes aldı. Bazıları gözyaşlarını tutamadı.
Geminin medikal ekibi hızlıca yaralıları taşıdı. Nalan ve eşi Okan, yorgun adımlarla koridorda ilerlerken yan yana yürüdüler. Ellerini kenetlemişlerdi; birbirlerinden güç alıyorlardı. O sırada, geminin iletişim subayı koşar adım yaklaştı: “Dünya bağlantısı hazır. Görüntü hattınız açık.”
Holografik perde bir anda canlandı. Küçük Sahara’in yüzü, gözyaşları içinde gülümsüyordu. “Anne! Baba! Sizi kurtardılar… eve dönüyorsunuz!”
Nalan’ın dudaklarından kelimeler çıkmadı, sadece elini holograma uzattı. Okan’in gözleri dolmuştu; başını hafifçe eğip kızına baktı: “Söz verdik, Sahara. Dönüyoruz işte.”
Aurora’nın motorları yavaşça gücünü artırdı. Venüs, altlarında küçülürken geminin içindeki herkes biliyordu: Yıllarca süren mücadele, kayıplar ve korkular nihayet sona eriyordu. Ama kalplerinde, geride bıraktıkları şehir ve onun gökyüzünde süzülen hayali hep yaşayacaktı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.