SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Güneş, Nil’in ufkunda altın bir tepsi gibi yükselirken köyün ortasında büyük bir şölen kurulmuştu. Nehrin suladığı gür otların üzerine parlak renkte kumaşlar serilmiş, çevresi ise uzun boylu akasya ağaçlarının dalları ve çevredeki nehir bitkilerinden yapılmış kemerlerle süslenmişti.
Khaalid, sırtındaki eski bir yaban öküzü derisinden yapılmış ve özenle işlenmiş peleriniyle gururla duruyordu. Dedesinden kalma bu pelerin, onun kabilenin en deneyimli avcılarından ve savaşçılarından biri olduğunu gösteriyordu. Yanında, gözleri sabah gökyüzü gibi parlayan Ayla vardı. Saçları, kuş tüyleri ve inci parlaklığındaki devekuşu yumurtası kabuklarından yapılmış boncuklarla örülmüştü. Alnına ise nehrin derin sularından çıkarılan küçük, pürüzsüz bir istiridye kabuğu yerleştirilmişti.
Köyün kadınları Ayla’nın boynuna fildişinden yapılmış, ustaca oyulmuş bir kolye takınca Sahara gülümsedi. O anın sıcaklığı, herkes için gerçekti. Törene katılmak için gelen yaşlı bir adamın yanından geçen bir yavru zürafayı, uzakta, nehrin kıyısında oturan ve töreni sessizce izleyen yaşlı bir leopar takip ediyordu.
Köyün en yaşlısı, ellerini iki gencin üzerinde birleştirerek, ”Bugün, Nil’in suları sizi korusun, bu topraklar yuvanız olsun” dedi. O sırada, kurutulmuş kilden yapılmış davullar ve içi çakıl dolu kabaklardan oluşan vurmalı çalgılar çalmaya başladı, çocuklar ellerinde meşalelerle meydanda dönmeye başladı.
Khaalid, Ayla’nın ellerini tuttu. ”Artık yalnız değilim” dedi fısıltıyla. Ayla gülümsedi. ”Ben de.” Gece boyunca ateşler yakıldı, avlanılan hayvanların etleri paylaşıldı ve nehrin kenarında danslar edildi, av zaferlerini anlatan şarkılar söylendi. Khaalid, avcılıktaki ve haydutlarla mücadelesindeki başarısıyla kazandığı saygının ardından şimdi halkının sevgisini de kazanmıştı. Ayla’nın gözlerindeki ışık ise, ona geleceğin artık korkulacak değil, yaşanacak bir şey olduğunu hissettirdi.
Ve uzaklarda, kumların üzerinde, Leopar hâlâ sessizce bekliyordu. Onun için bu sadece bir düğün değil, yeni bir dönemin başlangıcıydı.
...
14.1. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara (gözleri parlayarak): “Nil-7… İnsanlar neden düğün yapıyor? Sadece birlikte yaşamaya karar verseler yetmez mi?”
Nil-7 (yumuşak bir tonda): “Düğün, sadece iki kişinin birleşmesi değildir, küçük kız. Bir kabile için, iki kalbin bağlanması aynı zamanda bütün halkın geleceğinin de birleşmesi demektir. Şarkılar, danslar ve hediyeler; yalnızca sevinci paylaşmanın değil, aynı zamanda yeni bir hayatın başladığını hatırlamanın yoludur.”
Sahara (kaşlarını kaldırarak): “Yani herkes onların mutluluğunu taşımak için mi oradaydı?”
Nil-7: “Evet. Çünkü mutluluk tek başına taşınmaz. Paylaşıldıkça kök salar. Khaalid ve Ayla yalnızca evlenmedi; köyün geleceğini de birlikte omuzlarına aldılar.”
Sahara (biraz duraksayıp): “Peki… O uzaktaki yaşlı leopar neden onları izliyordu? O da mutlu mu oldu?”
Nil-7 (hafifçe gülümseyerek): “Leopar, zamana tanıklık eden bir gözdür. O hayvanın bakışı, doğanın sessiz kabulüdür. İnsanların hayatı değişir, ama doğa hep orada kalır. Leopar, onların seçimine şahitlik ediyordu. Sessizce onay verdi, çünkü bu birliktelik toprağın ve nehrin dengesini bozmadı, aksine güçlendirdi.”
Sahara (derin düşünerek): “Demek ki… evlilik sadece iki kişiyle ilgili değilmiş. İnsanlarla, hayvanlarla, nehirle, toprakla da ilgiliymiş.”
Nil-7 (bilgece): “Doğru söylüyorsun, Sahara. Nil’in suları onları korusun denildiğinde, aslında bütün varoluşla yapılan bir anlaşma kutsanıyordu. Ve işte bu yüzden, düğün sadece bir eğlence değil, bir halkın hatırasına yazılan yeni bir başlangıçtır.”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.