SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Kayıtlar salonunda yeni bir parşömen bulundu. Üstünde çocuğun yazısı hâlâ okunuyordu: “Babam bana pazardan tuhaf bir oyuncak aldı. Küçük bir küreydi. İki yanında incecik borular vardı. Altına ateş koyunca su fokurdamaya başladı, sonra küre kendi kendine dönmeye başladı! Kardeşim ‘İçinde cin var!’ dedi, annem örtüyle üstünü kapattı. Ama babam gülüp ‘Hayır, bu suyun ruhu’ dedi."
Bilginler geldiğinde yüzleri ciddiydi. Biri fısıldadı: "Eğer küçük bir küre dönebiliyorsa, koca bir tekeri de döndürebilir!”
11.1. Denemeler Başlıyor
Bilginler hemen işe koyuldu. Küçük bakır küreler yaptılar, borular eklediler. Ateşin üstüne koyduklarında dönen küre karşısında çocuklar kahkahalara boğuldu. Başbilgin Enlil-Hotep kollarını kavuşturdu: "Bu gücü işe koşabiliriz! Bir tekeri döndürsün mesela."
Ve denemeler başladı. Başbilgin, Dönen Küre Deneyi yapımını kayıtlar salonu günlüğüne ekledi "Küçük bakır küre, ateşle kaynatılan suyun buharıyla kendi ekseninde döndü. Buhar, borulardan fışkırarak küreyi hareket ettiriyor. Ancak güç zayıf; bir çocuğun parmağı bile daha hızlı döndürüyor. Soru: Daha büyük bir küre mi yapmalı, yoksa buharın gücünü başka şekilde mi kullanmalı? Denemeler devam edecek.”
11.2. Kanatçıklı Teker Deneyi
Bir tahta tekerin kenarına küçük kanatçıklar taktılar. Kürenin borularından çıkan buharı bu kanatlara üflettiler. Teker döndü, ama öyle zayıf döndü ki, bir çocuk parmağıyla ittiğinde daha hızlı gidiyordu. Köylüler güldü: "Bu da mı cin işi? Cini uykulu galiba!"
Başka bir bilgin, Kanatçıklı Teker Deneyini kayıtlar salonu günlüğüne ekledi "Buhar, tahta tekerin kanatçıklarına çarparak dönüş sağladı, ancak güç yetersiz. Teker, buharın basıncına karşı koyamıyor; kanatçıklar buharı dağıtıyor. Belki buharı daha doğrudan kullanmalı ya da tekerin malzemesini güçlendirmeli. Demir bir çark denenecek.”
11.3. Boruları Doğrudan Tekerlek Üzerine Bağlamak
Bir usta, buharı doğrudan tekerleğin göbeğine vermeyi denedi. Ancak bu sefer buhar şiddetle fışkırıp tahtayı çatlatınca teker parçalandı. Kral Karmen sinirle ayağa kalktı: "Daha çok çalışın! Her basamak hedefe bir adım daha yaklaştırır."
Başka bir bilgin, Borulu Tekerlek Deneyini kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Buhar, tekerleğin göbeğine doğrudan uygulandığında tahta çatladı. Buharın gücü fazla, ancak kontrolsüz. Tahta yerine demir ya da çelik kullanılmalı. Ayrıca, buharın fışkırmasını düzenlemek için bir mekanizma gerekli. Yeni bir düzenek tasarlanacak.”
11.4. Buharlı Kapak Dansı
Bir gün, bir çırak yanlışlıkla bir bakır kabın kapağını sıkıca kapatmadan ateşe koydu. Su kaynarken kapak titremeye, zıplamaya başladı, sanki kendi kendine dans ediyordu! Çırak korkuyla bağırdı: "Kapak kaçıyor!"
Bilginler kapağı yakından inceledi. Kapağın altında biriken buhar, onu yukarı itip indiriyordu. Başbilgin kaşlarını kaldırdı: "Bu dans boşuna değil! Eğer buhar bir kapağı zıplatıyorsa, daha ağır bir şeyi de hareket ettirebilir."
Hemen yeni bir deneme tasarladılar. Bakır bir kaba ağır bir taş kapak koydular ve altına ateş yaktılar. Buhar biriktiğinde, taş kapak yavaşça yükseldi, sonra ”güm!” diye düştü.
Bir bilgin, Buharlı Kapak Dansı gözlemini kayıtlar salonu günlüğüne ekledi:
“Buhar, sıkıca kapanmış bir kapağı yukarı itti; taş kapak bile hareket etti. Ancak hareket düzensiz; kapak düşüyor. Buharın itme gücünü düzenli bir harekete çevirmek için bir düzenek düşünülmeli. Belki bir silindir ve çubuk bu hareketi kontrol edebilir.”
11.5. Çark ve Buhar Borusu
Bilginler, kanatçıklı tekerin zayıf olduğunu görünce yeni bir fikir denedi. Bir demirci, buharı doğrudan bir su çarkına benzer bir tekerleğe yönlendirmeyi önerdi. Çarkın kanatlarına çarpan buhar, çarkı döndürecekti. Boruları dikkatlice çarkın kenarına doğrulttular ve kazanı ateşlediler.
Buhar fışkırdı, çark önce yavaşça, sonra hızlanarak dönmeye başladı! Köylüler hayretle alkışladı, ama birkaç dakika sonra çarkın göbeği çatırdadı ve durdu. Demirci başını kaşıdı: "Buhar güçlü, ama çark bu güce dayanamıyor. Daha sağlam bir şey lazım!"
Bir bilgin, Çark ve Buhar Borusu yapımınındaki sorunları kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Buhar, demir çarkı döndürmeyi başardı, ancak çarkın göbeği dayanamadı. Malzeme güçlendirilmeli; çelik veya dövme demir düşünülebilir. Ayrıca, buharın çarka çarpması yerine, doğrudan bir mekanizmaya aktarılması daha verimli olabilir. Yeni bir düzenek araştırılacak.”
11.6. Soğuk Suyun Sihri
Bir başka gün, bilginlerden biri yanlışlıkla sıcak bakır silindirin üzerine soğuk su döktü. Silindirin içindeki buhar aniden büzüşür gibi oldu ve silindirin kapağı hızla içeri çekildi. Çocuklardan biri haykırdı: "Sanki cin içeri kaçtı!"
Bilginler bu olayı dikkatle inceledi. Buhar soğuyunca, silindirin içindeki boşluk bir vakum gibi davranıyordu. Başbilgin düşünceli bir şekilde mırıldandı: "Buhar itiyor, ama soğuyunca da çekiyor. Bu ikisini birleştirirsek…"
Hemen yeni bir deneme yaptılar. Bir silindire sıcak buhar doldurdular, sonra dışarıdan soğuk su püskürttüler. Buhar büzüşünce, silindirin içindeki çubuk hızla içeri çekildi.
Bir bilgin, Soğuk Suyun buhar üzerindeki etkisi gözlemini kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Soğuk su, buharı büzüştürerek silindirde bir çekim gücü yarattı. Bu, pistonun sadece itme değil, çekme hareketiyle de çalışabileceğini gösteriyor. İtme ve çekme hareketini birleştiren bir düzenek tasarlanmalı. Soğutma sistemi üzerine daha fazla çalışma yapılacak.”
11.7. Pistonun Tesadüfî Doğuşu
Bir gün bilginlerden biri, denemeler sırasında suyu boruya doldurup taş bir havanla kapatmaya çalıştı. Sıcaklık artınca içerdeki buhar havanı yukarı itti, taş ”tak!” diye fırladı. Çocuklardan biri sepetini tutmaya çalışırken taş düşüp sepeti aşağı itti. Herkes donakaldı. Başbilgin heyecanla bağırdı: "İşte bu! Buhar sadece döndürmez, iter de!"
O an, piston fikri doğdu. Bir bilgin, Pistonun Tesadüfî Doğuşu olayını kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Buhar, taş havanı yukarı itti; bu, düzgün bir silindir içinde düzenli bir hareket yaratabilir. Piston fikri doğdu. Ancak buharın basıncı kontrolsüz; taş fırlıyor. Bir silindir ve çubuk sistemi denenmeli, buharın girişi ve çıkışı düzenlenmeli.”
11.8. İlk Piston Denemesi
Bir bakır silindirin içine su koydular. Üstünü sıkıca kapattılar, kapağa bir çubuk eklediler. Altına ateş yakıldığında buhar basıncı çubuğu yukarı itti. Çubuk, bir taşı kaldırdı. Kalabalık nefesini tutmuştu. Taş yerinden kıpırdayınca çocuklar bağırdı: "Demek cin sadece dans etmiyor, yük de taşıyor!"
Bir bilgin, İlk Piston Denemesi sonucunu kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Piston, buharın basıncıyla bir taşı kaldırdı. Hareket güçlü, ancak tek yönlü. Buharın düzenli bir şekilde içeri alınıp çıkarılması için bir valf sistemi gerekli. Ayrıca, pistonun hareketini çarklara veya başka bir işe aktarmak için yeni bir düzenek tasarlanacak.”
11.9. Buharlı Vinç Denemesi
Kral Karmen’in “güç” talebi bilginleri daha hırslı denemelere itti. Bir bilgin, buharın bir vinci hareket ettirebileceğini düşündü. Büyük bir bakır silindire pistonlu bir çubuk bağladılar ve çubuğu bir halatla tahta bir kola tutturdular. Halatın ucuna bir kova su astılar.
Ateş yakıldığında, buhar pistonu itti, çubuk kolu kaldırdı ve kova havaya yükseldi! Ancak buhar basıncı düzensizdi; kova bir anda fırlayıp halatı kopardı. Köylüler kahkahalarla güldü: "Cin bu, yük taşır ama sabırsız!"
Bir bilgin, Buharlı Vinç Denemesi sonucunu kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Piston, bir vinci çalıştırarak kova kaldırdı, ancak buharın düzensiz basıncı halatı kopardı. Buharın girişini ve çıkışını kontrol eden bir valf sistemi şart. Ayrıca, vincin kolları daha sağlam malzemeden yapılmalı. Yeni bir deneme hazırlanacak.”
11.10. Valfin Keşfi
Bir çırak, kazandaki buharın fışkırmasını durdurmak için borunun ağzına bir tapa koymayı denedi. Tapayı kaldırdığında buhar çıkıyor, kapattığında duruyordu. Başbilgin Enlil-Hotep bunu görünce heyecanlandı: İşte bu! Buharı kontrol edersek, makineyi de kontrol ederiz!
Hemen bir deneme yaptılar. Pistonlu silindire bir valf eklediler. Valfi açtıklarında buhar içeri doluyor, kapattıklarında duruyordu. Bu, pistonun hareketini düzenli hale getirdi. İlk kez, makine bir ritimle çalıştı: ”Puf, puf, puf!” Çocuklar bu sese tempo tuttu: "Cin şimdi şarkı söylüyor!"
Bir bilgin, Valfin Keşfi olayının değerlendirmesini kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: “Valf, buharın girişini ve çıkışını kontrol ederek pistonun hareketini düzenledi. Makine artık ritmik çalışıyor. Valf sistemi geliştirilmeli; belki birden fazla valf, buharın itme ve çekme gücünü daha iyi kullanabilir. Bu düzenek, çarkları veya kuyuları çalıştırmak için kullanılabilir.”
11.11. Kral'ın Emri
Kral Karmen’in gözleri parladı: "Öyleyse bu suyun ruhunu zincire vurun! Çarkları döndürsün, kuyulardan su çeksin, fıçıları doldursun!"
Ve böylece ”suyun ruhu” ilk kez yalnızca sihirbazların eğlence gösterileri için değil, iş için de kullanılmaya başlandı. Teknoloji ağacına bir dal daha eklenmişti.
Bir bilgin Kayıtlar Salonuna Buhar motoru hakkında günün son notunu ekledi: “Suyun ruhu, piston ve valf ile zincire vuruldu. Çarkları döndürmek, yükleri kaldırmak ve kuyulardan su çekmek mümkün görünüyor. Ancak makine hâlâ narin; buharın gücü kontrol edilmeli, malzemeler güçlendirilmeli. Krallığın işlerini kolaylaştıracak bir makine için çalışmalar sürecek.”
...
11.12. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara (gözleri kocaman): “Nil-77, bu suyun ruhu neymiş? Gerçekten cin mi varmış içinde?”
Nil-7 (yumuşak, metalik bir sesle): “Haha, Sahara, cin yoktu tabii! “Suyun ruhu” dedikleri, suyun buhara dönüşüp güç yaratmasıydı. Eski insanlar, buharın nesneleri nasıl hareket ettirdiğini görünce çok şaşırmışlardı. Bilmedikleri bir şey olunca da ona “cin” ya da “ruh” demişler.”
Sahara (kaşlarını çatarak): “Ama su nasıl güç olur ki? Su sadece içtiğimiz şey değil mi?”
Nil-7: “Güzel soru! Su, ısıtılınca buhara dönüşür ve 1600 kat genleşip itiş gücü sağlar. Buhar, havadan daha güçlü bir şekilde itebilir. Mesela, hikâyedeki bakır küre, buhar borulardan fışkırınca dönüyordu. Düşün, bir balonu şişirirsen nasıl şişer? Buhar da öyle, ama çok daha kuvvetli!”
Sahara (düşünceli): “Hmm… Peki o küre niye yavaş dönüyormuş? Çocuk parmağıyla bile daha hızlı döndürüyormuş!”
Nil-7 (kuyruğunu sallayarak): “Haklısın, çok dikkatli dinlemişsin! Küre yavaş dönüyordu çünkü buharın gücü o zamanlar tam kontrol edilemiyordu. Borular küçük, buhar zayıftı ve küre de sadece bir oyuncaktı. Bilginler, bu fikri alıp daha büyük, daha sağlam şeyler yapmaya çalıştılar. Mesela, kanatçıklı teker denemesi!”
Sahara (gülerek): “Ama o teker de işe yaramamış! Çocuklar dalga geçmiş, “Cini uykulu galiba” demişler! Nil-77, niye her şey bozuluyormuş?”
Nil-7 (nazikçe gülümser gibi): “Çünkü bu, bilginlerin ilk denemeleriydi, Sahara. Yeni bir şey icat etmek, bir bulmacayı çözmek gibidir. İlk parçalar uymazsa, başka parçalar denersin. Teker bozuldu, çünkü tahta buharın gücüne dayanamadı. Ama her bozulma, onlara neyi değiştirmeleri gerektiğini öğretti. Mesela, tahta yerine demir kullanmayı öğrendiler.”
Sahara (ellerini çırparak): “Piston fikri süperdi ama! Taşı kaldıran çubuk! O nasıl olmuş? Buhar taşı mı itmiş?”
Nil-7: “Tam isabet! Piston, buharın gücünü düzenli bir harekete çevirdi. Silindirin içinde buhar birikince, çubuğu itip taşı kaldırıyordu. Düşün, bir pipetten üflersen balon nasıl gider? Buhar da öyle, ama çok daha güçlü bir üfleme! O çubuk, buharın itmesiyle hareket etti.”
Sahara (şaşkın): “Peki ya soğuk su? O niye cini içeri çekmiş? Cin niye kaçmış ki?”
Nil-7 (kıkırdar): “Güzel bir soru daha! Soğuk su, buharı tekrar sıvıya çevirdi. Buhar büzüşünce, silindirin içinde bir boşluk oluştu. Bu boşluk, dışarıdaki havanın kapağı içeri çekmesine neden oldu. Buna “vakum” diyoruz. Cin kaçmadı, sadece buhar küçüldü!”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.