SAHRA'NIN UYANIŞI ve YÜKSELİŞİ: M.S. 8000 - M.Ö. 5000
Sahra Çölü, bugün dünyanın en kurak ve geniş çöl alanlarından biridir; ancak yaklaşık 15.000 ila 5.000 yıl önce bu topraklar göllerle dolu, otlaklarla kaplı ve yaşamla iç içe bir ekosisteme sahipti. B...
Kayıtlar Salonu’nda yeni bir parşömen açıldı. Üzerinde yine çocuk eliyle yazılmış satırlar vardı: Mektup (Çeviri): “Babamla kuzey pazarına gittik. Orada metalden yapılmış bir su fıçısı gördüm. Çömlek gibi ama kırılmıyor! Ağırdı, ama içindeki suyu sızdırmadan tutuyordu. Babam dedi ki, demiri döverek levha yapmışlar, sonra kenarlarını ateşte eritip birbirine yapıştırmışlar…”
Bilginler mektubu okuyunca gözleri ışıldadı. “Eğer suyu tutabiliyorsa,” dedi başbilgin, ”belki gazı da tutabilir!”
Kral Karmen kollarını göğsünde bağladı: “Çocuk oyuncağı mı bu? O gaz kaçacak olursa yine patlamalar yaşarsınız.”
Başbilgin Enlil-Hotep eğilerek: “Efendim, göğün ve ötesine çıkabilecek bir araç yapabilmek için önce dayanıklı bir gövde lazımdır. İçi boş, sağlam bir gövde… Hem gazı hem ateşi saklayacak içi boş demirden bir tüp, fıçı, tulum veya karın!”
10.1. Demir Eritme Denemeleri: Petrol Çağı ile Çakışma
Ustalar, Jabal Zayt’tan gelen petrol gazıyla fırınları ısıtmaya çalıştı. İlk denemede: • Gaz fırına yönlendirildi ama sıcaklık demiri eritecek kadar yüksek değildi. Demir sadece hafifçe ısındı, cılız bir duman çıktı. • İkinci denemede gazı çok yakarak fırını aşırı ısıttılar, ama kontrolsüzlük yüzünden duman ve küçük alev patlamaları bilginleri dışarı kaçırttı. • Üçüncü denemede, gazın fırınla teması yanlış ayarlandı; demir bir ucundan yumuşadı ama diğer kısmı hâlâ sertti. Ustalar hayıflandı: ”Bu demirle göğe çıkan gövdeler yapamayız!”
Salon kahkahalarla çınladı. Çocuklar fırının arkasına saklandı, bir bilgin dumanın içinde sallanan kepçe ile ”Patlayacak, sakının!” diye bağırdı. Kral Karmen öfkeyle ama hayranlıkla dudak büktü: “Göğe çıkmayı hedefliyoruz, ama önce kendi ayaklarımızı yakıyoruz!”
10.2. Demirin Dövülmesi
Demirciler köyün dışındaki ocaklarda bakır ve demir levhaları ısıtıp örslerin üzerinde dövmeye başladılar. Kalın çubuklar, defalarca çekiç yedikçe inceldi. İki çırak bu işlemi izlerken kendi aralarında fısıldaşıyordu: “Bak, koca demiri yufka yapıyorlar!”
“Annemin hamur açışına benziyor.”
Gerçekten de ustalar, levhaları dövüp silindirler arasından geçirerek inceltmeye çalışıyordu. Bir bilgin ciddi bir sesle not aldı: “Buna ‘sıcak haddeleme’ diyelim.”
10.3. Çocukların Eğlencesi
İlk denemelerde levhalar fazla kalın kaldı, ek yerlerinden sızdırmaya başladı. Çocuklar hemen işin eğlencesini buldu: “Demirden kocaman çömlek yaptık!” diye içine girip yuvarlanmaya başladılar. Kayıtlar Salonu’ndan birinin notu: “Bilim ciddiyet ister, çocuk oyuncağı değildir… ama çok güldük.”
10.4. Sızdırmazlık Arayışları
Bir bilgin kenarları ziftle sıvamayı önerdi. Ocağın başındaki ustalar uyguladı. Gaz doldurup ateş tuttular… pat! Büyük bir gürültüyle fıçı alev aldı, köylüler bağırarak kaçıştı. Zift erimiş, ateşle birleşip patlamıştı. Bir başkası bal mumu sürmeyi denedi. İlk başta sızdırmaz oldu. Ama ateşin sıcaklığıyla bal mumu eriyince fıçının içinden tatlı bir koku yayılmaya başladı. Çocuklar sevinçle bağırdı: “Fıçı tatlı pişiriyor!”
10.5. Kaynağın Keşfi Sonunda bilginlerden biri daha zekice bir yöntem buldu: “İki levhayı üst üste getirip aralarına eritilmiş bronz dökelim, sonra çekiçleyelim!”
Denediler. İlk defa sızdırmaz, sağlam bir ”metal tulum” ortaya çıktı. İçine Nil kıyısındaki siyah çamurdan (petrol) çıkan gaz dolduruldu. Ağzına da tahta tapa ve deri conta kondu.
10.6. Metal Levha ve Tulum Üretimi
Başbilgin, metal levhalardan fıçı yapımını kayıtlar salonu günlüğüne ekledi: 1. Levhaların kesilmesi ve şekillendirilmesi: Metal levhalar hafif kavisli hâle getirildi, fıçı formuna dövüldü. 2. Kenarların birleştirilmesi: Üst üste bindirilip sıcak bronzla lehimlendi. 3. Taban ve kapak: Alt taban ayrı levhadan kesildi, üst kapak isteğe bağlı olarak eklendi. 4. Sızdırmazlık: İç yüzey zımparalanıp ziftle kaplandı.
İlk ”metal tulum” tamamlandığında içerisine petrol gazı dolduruldu. Basit bir valf (tahta tapa + deri conta) eklendi.
10.7. İlk Gaz Tüpü
Kalabalık nefesini tuttu. Tapa yavaşça açıldı. İnce bir tıslama duyuldu. Bir bilgin meşaleyi yaklaştırdı. Füüüüüşşş! Demirin karnından göğe doğru bir alev fışkırdı. Çocuklar çığlık çığlığa: “Gökyüzü nefes aldı!”
“Demirin karnından ateş çıktı!”
Kral Karmen ayağa kalktı, yüzünde kurnaz bir gülümseme belirdi: “İşte bu! Bana demirden koca koca tüpler yapın. O zaman göğe çıkan ateşi kontrol edebiliriz!”
Ve böylece Kemet’te ilk kez ”depolanabilir ateşin” çağı başladı.
...
10.8. Sahara & Nil-7 Diyaloğu (M.S. 8000)
Sahara (minderinden kalktı): “Nil-7, neden petrolle demiri eritememişler?”
Nil-7 (gülümsedi): “Sahara, petrol gazı o çağın fırınlarını yeterince ısıtamıyordu. Demirin erime noktası çok yüksek: 1500°C civarı. Petrol ateşi, açık havada bile tam bu sıcaklığa ulaşamazdı.”
Sahara (gülümsedi): “Peki neden vazgeçmediler?”
Nil-7: “Çünkü öğreniyorlardı. Her başarısızlık, bir sonraki icat için adım oldu. Odun ve kömürle demiri yumuşatıp dövme yöntemi keşfettiler. Teknoloji zincirini böyle kırdılar.”
Sahara (mırıldandı): “Yani petrol çağı hemen sonra demir eritme çağına geçtiler?”
Nil-7 (sesi yükseldi): “Evet, insan sabrı ve merakı sayesinde zincir çakışmalarını kaldırabildiler. Hikâyelerinin komik ve dramatik yanları, bilimsel deneyin temellerini attı.”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.