Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
64. Bölüm

İslam Mezhepleri Perspektifinden Alevi-Bektaşi Geleneğinde Rızalık Kavramının Analizi

22 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin etik ve metafizik merkezine yerleşmiş olan "rızalık" (karşılıklı razı olma, gönül birliği) kavramını, İslam'ın diğer siyasi, itikadi ve fıkhi mezheplerinin perspektifleriyle karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, rızalığın sadece bir "af" veya "hoşgörü" mekanizması olmanın ötesinde, bir "telafi ve tazmin etiketi" ve "insan-ı kâmil olma yolunda bir metodoloji" olduğu tezinden hareket eder. Makalede, Sünni fıkıh ekollerinin (Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli) hukuki yaptırım anlayışları, Şii-İmamiyye (Caferi) öğretisindeki "masum imam" ve "takiyye" kavramları ve Harici zihniyetindeki "tekfir" mekanizması, Alevi-Bektaşi rızalık anlayışı ile mukayese edilecek ve bu kavramın İslam düşünce tarihindeki özgün yeri ortaya konacaktır. Sonuç olarak, rızalık yolunun, dogmatik hukukî çerçevelerin ötesine geçen, bireysel sorumluluk ve toplumsal barışı merkeze alan "pratik bir vicdan fıkhı" (ethics of conscience) olarak okunabileceği argümanı geliştirilecektir.

Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevilik-Bektaşilik, Mezhepler, Karşılaştırmalı İslam Hukuku, Tazmin, İnsan-ı Kâmil, Etik.

Giriş

İslam mezhepleri, tarihsel olarak siyasi (Şia-Haricilik), itikadi (Eşari-Maturidi-Mutezile) ve fıkhi (Hanefi-Şafii-Maliki-Hanbeli-Caferi) olarak sınıflandırılır. Her bir mezhep, dini otoriteyi, hukuk kaynaklarını, günah-kefaret ilişkisini ve toplumsal düzeni farklı şekillerde yorumlamıştır. Bu çalışma, Anadolu merkezli bir gelenek olan Alevi-Bektaşiliğin, bu klasik mezhep kategorilerine tam olarak uymayan ve onların ötesine geçen kendine has bir "etik sistem" geliştirdiğini iddia eder. Bu sistemin özü, metinde vurgulandığı üzere, "döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap" ve nihayetinde "rızalık al" ilkelerinde somutlaşan "rızalık" kavramıdır.

1. Bölüm: Rızalığın Anatomisi: Tazmin, Telafi ve Dönüşüm

Metinde geçen "köpek-tavuk" metaforu, rızalık sürecini üç aşamalı bir insan olma modeli olarak sunar:

Cahillik (Hayvani Hal): Eyleminin etik sonuçlarından bihaber olma. (Köpek).

Farkındalık (Sûrette İnsan): Eyleminin iyi/kötü olduğunu idrak etme.

Tazmin ve Rızalık (İnsan-ı Kâmil): Eyleminin yol açtığı maddi (tavukların parasını verme) ve manevi (gönlünü alma) zararı telafi ederek, mağdur ile fail arasında yeni bir sosyal ve etik sözleşme kurma.

Bu model, insan olmayı, statik bir hal değil, dinamik bir "olma süreci" (becoming) olarak tanımlar. Bu sürecin motoru, bireyin öz-eleştirisidir: "Arif olan özünü yoklar... Ayağıma taş dolansa kendimden bilirim."

2. Bölüm: Sünni Fıkıh Ekollerinde Suç-Ceza ve Kefaret: Rızalık ile Bir Karşılaştırma

Sünni fıkıh mezhepleri, suç ve cezayı (ukubat) genellikle toplum-devlet (imam) ekseninde ve sabit had cezaları (hadd) çerçevesinde ele alır. Örneğin, hırsızlık (sirkat) suçu için el kesme cezası öngörülür (Nur Suresi, 24:2). Bu cezaların uygulanmasında:

Mağdurun Rızası: Klasik fıkıh doktrininde, had cezalarının uygulanmasında mağdurun affetme yetkisi yoktur. Suç, topluma karşı işlenmiş (kamusal) addedilir. Mağdur, ancak kısas ve tazminat (diyet) gerektiren suçlarda af yetkisine sahiptir.

Tazminat (Diyet): Maddi zararların tazmini (diyet) esastır, ancak bu genellikle cezai bir yaptırımla (kısas veya para cezası) beraber yürür. Alevi-Bektaşi modelindeki gibi, tazminatın tek başına, faili dönüştüren ve toplumsal barışı (rızalığı) sağlayan birincil bir mekanizma olması vurgusu Sünni fıkıhta bu denli merkezi değildir.

Sonuç: Rızalık kavramı, Sünni fıkıh sistemlerinin daha çok "ceza-adalet" odaklı yaklaşımına karşılık, "telafi-barış" odaklı, daha bireysel ve toplumsal (cemaat içi) bir model sunar.

3. Bölüm: Şii (İmamiyye/Caferi) ve Harici Mezheplerinin Zıt Kutuplarında Rıza

Şiilik (İmamiyye/Onikicilik) ve "Masum İmam"ın Rızası: Şiilikte otorite, masum kabul edilen imamlara aittir. Mümin, imamın otoritesini tanımak ve onun rızasını kazanmakla yükümlüdür. Bu, "dikey" (vertikal) bir rıza anlayışıdır; yukarıdan (imamdan) aşağıya (müminlere) doğru işler. Alevi-Bektaşi anlayışındaki "yatay" (horizontal) rıza, yani bireylerin ve toplulukların birbirinden alacağı rıza kavramından farklıdır. Ancak, "takiyye" (gizlenme) pratiği, dışarıdan bir tehdit karşısında cemaat içi barışı (rızalığı) koruma aracı olarak yatay bir işlev de görebilir.

Haricilik ve "Tekfir": Haricilik, büyük günah işleyeni toplumun dışına atma (tekfir) mekanizması üzerine kuruludur. Bu, rızalığın tam zıttıdır. Rızalık, hatayı telafi yoluyla "içerme" (inclusion) üzerine kuruluyken, Harici zihniyeti "dışlama" (exclusion) üzerine kuruludur. Alevi-Bektaşi öğretisindeki "incinsen de incitme" ilkesi, bu dışlayıcı tutuma doğrudan bir reddiyedir.

4. Bölüm: Bir "Vicdan Fıkhı" Olarak Rızalık: Mezhepler Üstü Bir Etik Model

Alevi-Bektaşi geleneği, yukarıdaki mezhepsel çerçevelerden farklı olarak, merkezine yazılı, sabit bir hukuk kodu yerine, bireyin vicdanını ve toplumsal mutabakatı (rızalık) koyar. Bu, bir "vicdan fıkhı"dır.

Hukuk Kaynağı: Geleneksel fıkıhtaki dört ana kaynak (Kitap, Sünnet, İcma, Kıyas) yerine, kaynağını "akıl" ("Akla mantığa bilime fenne yakın olana İNSAN denilir"), "vicdan" ve "cemaatin ortak aklı"ndan alır.

Otorite: Oturmuş bir ulema (alimler) sınıfının fetvası yerine, "Dede"nin rehberliğinde, "talip"in kendi öz-sorgulaması ("özünü yoklama") ve cemaatle kurduğu diyalog esastır.

Amacı: Suçu cezalandırmaktan ziyade, "yıktığını yapmak", ilişkiyi onarmak ve faili topluma kazandırarak olgunlaştırmaktır.

Sonuç

Alevi-Bektaşi öğretisindeki rızalık kavramı, İslam mezhepler tarihi içinde son derece özgün ve modern bir etik sistem önerir. Bu sistem:

Sünni fıkhın kamusal-cezai odaklı yapısına karşı, bireysel-telafi edici bir model,

Şiiliğin dikey/dini otorite merkezli anlayışına karşı, yatay/toplumsal bir model,

Hariciliğin dışlayıcı ve tekfirci tutumuna karşı, kapsayıcı ve dönüştürücü bir model sunar.

Rızalık yolu, dogmatik mezhep ayrımlarının ötesinde, evrensel bir etik değer olarak "öz-eleştiri", "sorumluluk", "tazmin" ve "barış içinde bir arada yaşama"nın pratik bir metodolojisidir. Bu yönüyle, sadece dini bir kavram değil, aynı zamanda sosyolojik ve felsefi bir insanlık durumu olarak okunmayı hak etmektedir.

Kaynakça

Alevi-Bektaşi Kaynakları:

Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu).

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları. Demos Yayınları.

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevi ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri. İletişim Yayınları.

İslam Hukuku ve Mezhepler Tarihi:

Schacht, Joseph. İslam Hukukuna Giriş. (Çeviri).

Watt, W. Montgomery. İslam Düşüncesinin Teşekkül Devri. (Çeviri).

Karaman, Hayreddin. İslam Hukuk Tarihi. İz Yayıncılık.

Ebu Zehra, Muhammed. İslam'da Siyasi ve İtikadi Mezhepler Tarihi. (Çeviri).

Karşılaştırmalı Çalışmalar ve Etik:

服部正平 [Hattori Masahira]. (2009). "The Concept of 'Rızalık' in Alevi-Bektashi Tradition and Its Socio-Ethical Implications". Journal of Ottoman Studies.

Keane, Webb. Ethical Life: Its Natural and Social Histories. Princeton University Press. (Genel bir etik teorisi çerçevesi için).

The Oxford Handbook of Islamic Theology. Oxford University Press. (İlgili maddeler)
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL