Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Rızalık Yolu İnsan-ı Kâmil’e Seyrü Sülûk Ve Mârifettulaha Erme
İnsanın içsel dönüşümünü bir köpek metaforu üzerinden anlatan tasavvufî bir seyrü sülûk risalesidir. Kümese girip tavukları yiyen köpeğin hikâyesi, bilinçsizlikten farkındalığa, suçtan telafiye uzanan...
37. Bölüm

İki Ezoterik Gelenekte Etik ve Rıza Arayışı: Alevi-Bektaşi Rızalık Kavramının Zerdüştî Din ile Karşılaştırmalı Analizi

23 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Öz: Bu çalışma, Alevi-Bektaşi geleneğinin merkezinde yer alan "Rızalık" kavramını, kadim bir İran dini olan Zerdüştlük'ün (Mecusilik) etik ve kozmik prensipleri ile karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçlamaktadır. Her iki gelenek de insan eylemini, evrensel bir iyilik-kötülük mücadelesinin bir parçası olarak görür ve bireyin bu mücadeledeki sorumluluğunu vurgular. Alevi-Bektaşi metninde geçen "eline, beline, diline sahip ol" ilkesi, özeleştiri ve nihayetinde "rızalık" yoluyla olgunlaşma süreci, Zerdüştlük'teki "Ameşa Spenta" (Ölümsüz Kutsallar) ve "Hûmat, Hûkht, Hûvarşt" (İyi Düşünce, İyi Söz, İyi Eylem) üçlemesi ile paralellikler gösterir. Bu makale, birinin bir "yol" (tarikat), diğerinin ise bir "din" olmasına rağmen, her iki geleneğin de bireyin etik ve ruhani olgunlaşması için benzer bir çerçeve sunduğunu ve "rıza"nın (consent/reconciliation) evrensel bir etik ilke olarak nasıl işlev gördüğünü ortaya koyacaktır.
Anahtar Kelimeler: Rızalık, Alevilik-Bektaşilik, Zerdüştlük, Mecusilik, Karşılaştırmalı Dinler, Etik, Ameşa Spenta, İnsan-ı Kâmil.

Giriş

İnsanlık tarihi, iyilik ile kötülük arasındaki ezeli mücadeleyi merkezine alan ve bireye bu mücadelede aktif bir rol biçen sayısız inanç ve felsefe sistemi üretmiştir. Anadolu'nun ezoterik İslam yorumu olan Alevilik-Bektaşilik ve antik Pers dini Zerdüştlük, coğrafya ve tarih olarak ayrı olsalar da, bu temel ortak paydada buluşurlar. Bu çalışma, iki geleneği, özellikle de Alevi-Bektaşi "Rızalık" kavramını, Zerdüştlük'ün kozmik etik çerçevesi ışığında inceleyecek ve aralarındaki şaşırtıcı benzerlikleri karşılaştırmalı bir metodoloji ile analiz edecektir.

1. Bölüm: Temel Etik Üçlemeler: İyi Eylem, İyi Söz, İyi Düşünce

Alevi-Bektaşi Geleneği:
Temel ahlaki yasaklar "Eline, Beline, Diline Sahip Ol" üçlemesinde somutlaşır.

Eline sahip ol: İyi eylem. Hırsızlık yapmamak, helal kazanç ("koymadığını alma").

Diline sahip ol: İyi söz. Yalan, iftira ve kötü sözden kaçınmak ("görmediğini söyleme").

Beline sahip ol: İyi niyet ve iffet. Eylemin kaynağı olan dürtüleri kontrol etmek.

Zerdüştî Gelenek:
Zerdüştlüğün temel etik prensibi "Hûmat, Hûkht, Hûvarşt" (Good Thoughts, Good Words, Good Deeds) üçlemesidir.

Hûvarşt (İyi Eylem): "Eline sahip ol" ilkesiyle birebir örtüşür. Hayır işlemek, çalışmak, üretmek ve zarar vermemek.

Hûkht (İyi Söz): "Diline sahip ol" ilkesinin karşılığıdır. Hakikati söylemek, yalandan kaçınmak.

Hûmat (İyi Düşünce): "Beline sahip ol" ilkesinin daha derin, zihinsel ve niyet boyutudur. Kötü düşünceleri zihnden uzaklaştırmak, iyiyi düşünmek.

Karşılaştırmalı Analiz:
Her iki gelenek de etiği, eylem-söz-düşünce üçgeninde ele alır. Alevi-Bektaşi geleneği pratiğe (eylem ve söze) daha vurgulu iken, Zerdüştlük düşünceyi de bu üçlünün temel bir bileşeni yapar. Ancak "Beline sahip ol" ilkesi, niyet ve dürtü kontrolünü içerdiği için "İyi Düşünce" ile ortak bir zemine sahiptir.

2. Bölüm: Kozmik Mücadele ve Bireyin Sorumluluğu

Alevi-Bektaşi Geleneği:
Metinde açık bir kozmik dualizm olmasa da, "cahiller" ve "kamiller" arasındaki ayrım, bir tür içsel ve toplumsal bir iyilik-kötülük mücadelesine işaret eder. "Ayağına taş dolansa suç taşta mı sende mi?" sorusu, kötülüğün kaynağını dışarıda (Angra Mainyu) değil, bireyin kendi sorumluluğunda ve tercihlerinde arar. Kötülük, pasif bir kader değil, aktif bir seçimdir.

Zerdüştî Gelenek:
Zerdüştlük, kozmik düzeyde bir dualizmle tanımlanır: İyilik Tanrısı Ahura Mazda (Bilgenin Efendisi) ve Kötülük Tanrısı Angra Mainyu (Yıkıcı Ruh). Evren, bu iki gücün mücadelesinin alanıdır. İnsan, bu mücadelede taraf seçmek ve Ahura Mazda'nın yardımcıları olan "Ameşa Spenta"ları (örneğin, Aşa - Hakikat/Düzen, Vohu Manah - İyi Düşünce) takip ederek iyiliğin tarafında savaşmak zorundadır.

Karşılaştırmalı Analiz:
Zerdüştlük kötülüğü ontolojik (varlıksal) bir gerçeklik olarak tanımlarken, Alevi-Bektaşi metni onu daha çok ahlaki ve bireysel bir başarısızlık olarak görür. Ancak her ikisi de bireyi, bu "kötülük" karşısında aktif, sorumlu ve mücadeleci bir aktör olarak konumlandırır. İkisinde de insan, kaderinin pasif bir kurbanı değil, etik seçimleriyle kaderini inşa eden bir neferdir.

3. Bölüm: Olgunlaşma Yolu: Rızalık ve Ameşa Spenta

Alevi-Bektaşi Geleneği:
Nihai hedef "Rızalık"tır. Bu, hem toplumsal barışı (mağdurla helalleşme) hem de içsel huzuru (kendi özüyle barışma) ifade eder. "İnsan-ı Kâmil" olma yolu, hatayı fark etmek (sûrette insan), tazmin etmek (telafi) ve nihayetinde rızalık almaktan (özünde olgunlaşma) geçer.

Zerdüştî Gelenek:
Zerdüştlükteki nihai hedef, "Aşa" (Hakikat/Kozmik Düzen) ile uyum içinde yaşamak ve kötülüğün nihai yenilgisiyle sonuçlanacak olan "Frashokereti" (Dünyanın Yenilenmesi) sürecine katkıda bulunmaktır. Birey, Ameşa Spenta'ların niteliklerini (örn. Armaiti - İtaat/Doğru Düşünce, Haurvatat - Bütünlük/Sağlık, Ameretat - Ölümsüzlük) içselleştirerek olgunlaşır.

Karşılaştırmalı Analiz:

Rızalık ve Aşa: Rızalık, toplumsal düzeyde sağlanan bir "Aşa" (hakikat ve düzen) halidir. Mazlumla helalleşmek, bozulan sosyal düzeni (Aşa'yı) onarmaktır.

Tazminat ve Haurvatat: Maddi-manevi zararı tazmin etmek ("döktüğünü doldur"), mağdurun ve toplumun "bütünlüğünü" (Haurvatat) geri kazandırma çabasıdır.

İnsan-ı Kâmil ve Ameşa Spenta: İnsan-ı Kâmil, Ameşa Spenta'ların sıfatlarını (bilgelik, iyilik, hakikat, cömertlik) kuşanmış olan kişidir. Her iki gelenek de insanın, tanrısal/ideal nitelikleri dünyada temsil etmesini bekler.

4. Bölüm: Teolojik Bir Yorum: İnsan Merkezcilik ve "Allah'ı İnsan Yarattı" Bakışı

Alevi-Bektaşi Metni:
"Allah'ı insan yarattı bakışıyla bak" ifadesi, son derece hümanist ve antroposantrik bir bakış açısını yansıtır. Tanrı tasavvuru, insan aklının ve toplumsal yapının bir ürünü olarak görülür. Din, insan içindir; insan, din için değil.

Zerdüştî Gelenek:
Zerdüştlük daha geleneksel bir teizme sahiptir. Ancak, tanrısal kudretin Ameşa Spenta'lar aracılığıyla somutlaştığı ve insanın bu kudrete iyi düşünce, söz ve eylemle katılabileceği fikri, insana aktif bir rol biçer. Tanrı, insanın dışındadır ama onun işbirliği olmadan kozmik zafer kazanılamaz.

Sonuç

Alevi-Bektaşi "Rızalık" kavramı ile Zerdüştî "Hûmat, Hûkht, Hûvarşt" ve "Ameşa Spenta" öğretileri, tarihsel ve teolojik kökenleri farklı olsa da, insanı evrensel bir iyilik mücadelesinin merkezine koyan paralel etik sistemlerdir. Her ikisi de bireyden, eylemlerinin ve sözlerinin sorumluluğunu almasını, kötülüğü dışarıda değil önce kendi içinde aramasını ve nihayetinde toplumsal düzeni (Aşa) ve barışı (Rızalık) sağlamak için aktif bir çaba göstermesini bekler. "Allah'ı insan yarattı" bakışı, bu etiğin odağının insan ve onun pratik hayatı olduğunu vurgulayarak, kadim Zerdüştî dualizmini bile hümanist bir perspektiften okumaya imkan tanır. Bu, etik arayışın, dinler üstü evrensel bir dilidir.

Kaynakça (Örnek)

Alevilik-Bektaşilik Kaynakları:

Ocak, Ahmet Yaşar. Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri. İletişim Yayınları.

Melikoff, Irene. Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları. Demos Yayınları.

Buyruk (Şeyh Safi Buyruğu).

Zerdüştlük Kaynakları:

Boyce, Mary. Zoroastrians: Their Religious Beliefs and Practices. Routledge.

Avesta: The Holy Scripture of the Zoroastrians (İngilizce çevirileri mevcuttur).

Zaehner, R. C. The Dawn and Twilight of Zoroastrianism. Phoenix Press.

Karşılaştırmalı Din ve Felsefe:

Eliade, Mircea. Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi. Kabalcı Yayınevi. (Cilt 1).

Lincoln, Bruce. Death, War, and Sacrifice: Studies in Ideology & Practice. University of Chicago Press. (İlgili bölümler).

Dîni metinlerdeki etik emirlerin karşılaştırması için standart Tevrat, İncil ve Kur'an mealleri.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL