“Nihali Tarz”, aşkın metafiziğini, insanın içsel yolculuğunu ve bir kadında saklı Tanrı’yı arayışın şiiridir. Dünya Yükünün Hamalı'na göre Nihal, hem bir kadın hem de varoluşun sembolüdür. Bu kitap, k...
Zihnimin karlı dağlarında bir erime başlar, Her hatıra, içimdeki kadim zamandan kopan bir kırağı tanesi… Dinginliğin gölüne düşerken titrer, çözülür, Ve sanki kendi kendini inkâr eder gibi usulca yok olur.
Ama bu bir yok oluş değil, Soğuğun ateşle yaptığı o gizli savaş. Alev görünmez — fakat özü yakar. Joel değil artık o dolaşan; ruhumun harabelerinde dolaşan gölgesiz bir benlik, her silinen anıda bir kaburga kemiğini kaybeden bir yaratık…
Nihal’in sesi… Bir sufi nefesinin radyo frekansında ansızın kesilmesi gibi, önce bir cızırtı olur, sonra o da söner. Geride adı konulamayan bir ağırlık bırakır: hiçlik denen o dolu boşluk.
Fakat ruh — ey kadim yolun en eski yolcusu — sır saklamayı iyi bilir. En kuytuda, en derinde, en karanlıkta silinmek bilmeyen bir çekirdek taşır: nura da, küle de dayanıklı ilahi bir tohum.
O tohumun adı Nihal’dir. Bir beden değil; bir hakikat. Bir kadın değil; bir sır. Cihazların silemediği, prosedürlerin erişemediği, aklın unuttuğunu ruhun koruduğu o çekirdek.
Ve bir gün— bir koku, bir renk, bir rüzgârın en hafif teması, yahut hiçliğin içinden geçen bir titreşim— onu uyandırır. Kışın buz tutmuş toprağına ilkbaharın dokunduğu an gibi: sessiz ama kesin.
Ey zalim bellek silici, boşa çabalarsın. Sen ancak yaprakları dökersin, kökün adını silemezsin. Çünkü kök, kulak vermeyi bilenlere “Ben buradayım” diye fısıldar.
Joel’in gözyaşları akar; artık bir acıdan değil, kaynağını bilmediği bir sızıdan. Sebebi yoktur, çünkü sebep silinmiştir; ama ruh —o büyük kurnaz, o kadim hafıza— nedenini bilmeden sonucu yaşatır insana.
Ve biz anlarız ki: Unutmak bir tedavi değil, kalbe uygulanan geçici bir morfin.
Asıl olan, hatırlamak, hatırlayamıyorsan hissetmek, hissettiğinde ise varlığın kaderini affetmek.
Çünkü ruh, hiçbir zaman yalan söylemez. Sadece zamanın gölgesine saklanır. Ama eninde sonunda bütün kayıtlarını geri oynatır; ve o kayıtların başında da Nihal’in adı titreşir…
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.