Vahdetin Sırrı (Tasavvufi Gazel)

Kur'ân dediler, sırr-ı âlem onda gizlidir
İncîl ise Meryem oğlu'ndan gelen bir izdir.

Bu iki nur-ı azîz, gönle yol gösterir her dem
Nefsi bilen kişi, bulur kalbinde âb-ı zemzem.

Her bir kelâm-ı Hak'ta binbir hikmet-i can var
Sûfînin nazarı, zâhirden bâtına uzanır, yâr.

İncîl dedi ki: "Sev!" Hakk'ın cemâlini dilde
Kur'ân dedi ki: "Oku!" feyz-i aşkı her hâlde.

Bu cihan bir perdedir, hakîkat ötede durur
Kâinât bir kitâb, her zerresi Hakk'ı okur.

Gönül mir'âtına akseden nûr-ı Kudsî'dir o
Aşk ile yanan ruha, nezd-i İlâhî'dir o.

Zâhid arar cenneti, âşıkta Hak'tan gayrı ne var
Terk-i masivâ et ki, vuslata eresin ey hûşyar.

Benlik dâvâsından geç, rûhu teslim eylegil
Yoklukta varlık sırrı, sırra mazhar ol, bil ki bil.

Mevcûdâtın birliği, vahdet-i vücûd mektebi
Her iki kitâbın özü, tevhîdin sâfî sebebi.

Aşk bir deryâ imiş, bu deryâda inci mercan
Cânânın dergâhında eriyip gitmektir erkân.

Hakk'ı buldum diyenler, nefsinin zebûnu oldu
Aşık TURHAL der: Dostun sâhibi gönüldür, kuldur.

Gel bu ikrâr ile yürü, dilden düşürme zikri
Mâşûk ile âşıkın birliğinde bul sen fikri.

Hüseyin TURHAL